Trump Türkiye'nin Hassasiyetlerine Nasıl Bakıyor?

Trump Türkiye'nin Hassasiyetlerine Nasıl Bakıyor?

Trump'ın Türk danışmanından çarpıcı açıklamalar...

Sal Saygın Şimşek, Bilkent Üniversitesi’ndeki eğitiminin ardından pek çok arkadaşı gibi yüksek lisans için ABD’nin yolunu tuttu. Finans kariyerinin yanında, CV’sine bir de siyaset deneyimini ekledi. “Trump için laik Türkler” isimli hareketiyle, seçimde Trump için kampanya yürüttü. Başkan’ın Ortadoğu Danışma Komitesi’nde yer aldı. Trump’a özel bir Ortadoğu raporu hazırladı. Peki Trump, Türkiye’nin hassasiyetlerine nasıl bakıyor? Yeni dönemde nasıl bir ilişki tahayyül ediyor? Tüm bunları Şimşek’e sorduk...

- Seçim döneminde Trump’ın danışma komitesindeydiniz. Ne gibi önerilerde bulundunuz?

Kendisine özel bir Ortadoğu raporu hazırladım. Müslüman ülkelerin yüzde 90’ında kan ve gözyaşı var. Buna son verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Sayın Trump bu konuda ciddi ve kararlı biri. Seçimde iki büyük aileyi devirdik. Cumhuriyetçiler içinde Bush, Demokratlar içinde de Clinton ailesini...

- Yerleşik düzene karşı bir mücadele verdiniz yani?

Küreselcilere karşı bir mücadele verdik. Seçimlerde tipik parti faşizanlığı içinde oy verilmedi. Bir tarafta vatanseverler, diğer tarafta küreselciler vardı.

- Başkan Trump da küresel bir firmanın sahibi... Kendini diğer küresel elitlerden nasıl ayırt ediyor? “Ben daha yerli sermayeyim” mi diyor?

Sayın Trump çok akıllı biri. Müşteri portföyüne bakacak olursanız orta sınıf ve üzeri. Küreselleşmeden en çok onun müşterileri zarar gördü. 2009 krizinden sonra orta sınıf, sadakaya muhtaç hale geldi.
 
- Trump’a Ortadoğu raporu hazırladım dediniz. Önerilerinizi tekrar sormak isterim...

Şunlardı: İran’a karşı tavır almak. Şii ve Sünni radikalizmiyle mücadele. Müslüman Kardeşler’e karşı tüm dünyada mücadele edilmesi. Ortadoğu’da azınlıklara (Yahudilere, Ezidilere vs) destek olmak. Suriye’de mülteciler için güvenlikli bölgeler oluşturmak. Müslüman ülkelerde laik ve demokratik yönetimleri desteklemek.

- Trump önerileri göz önünde bulundurur mu?

Ben önerdim, son karar mercii Başkan Trump. Ama şunu hatırlatayım Sayın Trump 13 dakikalık ilk konuşmasının 3 dakikasını radikal terörle mücadeleye ayırdı. Bu sanırım ipucu veriyor.

- ABD-Türkiye ilişkileri Obama yönetiminin son yıllarında hayli sancılıydı. Sizce sancılar atlatılabilir mi?

Atlatılabilir. Zaten ilişkiler daha kötüye nasıl gidebilirdi, onu düşünüyorum (gülüyor). Türkiye, Sayın Trump’ın kazanmasıyla büyük bir tehlikeden döndü. Demokratlar kazanacağından o kadar emindi ki, Kürt koridorunu açmak için operasyonlara başlamıştı. Önemli olan yeni dönemde ortak paydalarda buluşmak.
 
- Ortak payda nedir?

Birincisi radikal terörle verilecek mücadele. İkincisi Türkiye modern, laik, demokratik bir ülkedir. Bunun devamı...

- Fay hattı oluşturabilecek konular var mı?

Var. Burada o eski, güçlü Türkiye- ABD ilişkilerinin yeniden kurulup kurulmayacağı önemli. Çünkü Türkiye’nin yüzünü yeniden Doğu’ya dönmesi ilişkileri sarsar.

- ABD’nin PYD’ye desteği sürer mi?

Süreceğini hiç zannetmiyorum. Bu Türkiye’nin yöneticilerinin alacağı tavıra da bağlı. Bence ABD’yle olan tartışılmaz ortaklık seviyesine geri gelinmesi lazım. Trump yönetimi çok ciddi ve sert insanlardan oluşuyor. Bu insanlarla gerçekten dürüst, açık kartlarla politika yapılması lazım.

- Trump Savunma Bakanlığı’na DEAŞ’la mücadele konusunda politikanın belirlenmesi için bir ay verdi. Türkiye politikayı etkileyebilmek için ne yapmalı?

Sadece liderler değil alt kadroların da acilen devreye girmesi lazım. Türkiye’nin Ortadoğu’da laik, demokratik bir ülke olarak ne kadar önemli olduğunun hatırlatılması gerekli. ABD Türkiye’yi kaybedecek olursa, terör Avrupa ve tüm Batı medeniyetini tehdit eder.

‘TRUMP ’IN SE ÇİLMESİYLE BİRLİKTE GÜLEN ’İN KORUMA KALKANI KALKTI’

- Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Trump telefonda görüştü. Erdoğan, PYD ve FETÖ konusundaki endişelerini dile getirdi. Trump endişelere ne kadar kulak verir?

Bence verir. Çünkü Sayın Trump radikal terörün her türlüsüne karşı. Fethullah Gülen’in de misyonu belli.

- Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Flynn, Gülen’i Türkiye’nin Usame bin Ladin’i olarak nitelemişti. Yönetim, Türkiye’nin tezleriyle, özellikle iadesi konusunda aynı doğrultuda düşünüyor diyebilir miyiz?

İade konusunda hukuki sürece saygı duyulması gerektiğini düşünüyorum. Ama şunu söyleyebilirim, Trump’ın seçilmesiyle artık Gülen üzerindeki koruma kalkanı kalkmıştır. Ben Trump’a şunları ilettim: Biz laik Türkler, Gülen’i cihatçı olarak görüyoruz. Büyük bir dini akımı yönetiyor.


  

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Nalan KOÇAK / GAZETE HABERTÜRK


 

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.