Türkiye siyaseti, siyasi hayatında kurulduğu tarihten beri yoluna iktidar olarak devam eden AK Parti’nin 7 Ekim’de yapılacak kongresine kitlenmiş vaziyette.

Türkiye’de 21 yıldır genel ve yerel siyasette iktidar olmayı başaran AK Parti’nin 7 Ekim’de Olağanüstü Kongresi, sadece AK Parti’yi, AK Partileri değil tüm siyaset çevrelerini ve tüm siyasetçileri yakından ilgilendiren kongre olma özelliğine sahip.

Hatta ve hatta ki, Türkiye’nin 21 yıldır dış politikasını belirlediği için AK Parti’nin kongresi dünya çapında da ilgi çeken, ilgilenilen ve beklenilen bir kongre olma özelliğine sahip.

Dünya da, Türkiye’de, siyasette bu kadar ilgi çeken ve beklenilen kongre olmasından dolayıdır ki AK Parti’nin 7 Ekim Olağanüstü Kongresi’nin sonuçları da sadece AK Parti’nin değil, Türkiye’nin, Dünya’nın da geleceğinde neler olacağı veya olmayacağı yönünde belirleyici bir süreci içinde barındırıyor.

Böylesine önemli bir kongrede büyük sorumluluk, büyük görev ve büyük düşünmekte her dönemde olduğu gibi, girdiği her seçimden kendisine ve partisine zaferler kazandıran AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a düşüyor.

Türkiye Cumhuriyeti’nin milletin seçimiyle ikinci dönemde Cumhurbaşkanlığı görevini alarak siyasi zaferini Türkiye’nin en parlak siyasi zaferi haline getirmeye başaran Erdoğan’dan beklenilen şey de çok, beklenilmeyen şey de.

Nasıl bir karar ve kararlar vereceği konusunda ise siyasetin kulislerinde çok ama çok şeyler konuşuluyor.

Silindiği iddia edilenler, parladığı iddia edilenler, AK Parti’nin geleceği olduğu iddia edilen isimlerin varlığı ve çokluğu siyasi kulislerde 7 Ekim kongresini daha çok konuşulan siyasi konusu haline getiriyor.

Kimileri Mart 2024 yılında yapılacak olan yerel seçimler öncesi kongrenin çok ama çok önemli olduğunu düşünerek siyaseten konuşsa da AK Parti açısından kongreyi daha da önemli hale getiren şey, Erdoğan’ın 2028 yılında yapılacak seçimlerde partisinin başında olsa dahi Cumhurbaşkanı adayı olamayacağı gerçekliği.

Erdoğan’ın aday olamayacağı 2028 seçimlerini AK Parti ne kadar düşünüyorsa, AK Parti’nin rakibi durumunda olan bütün siyasi partiler de aynı derece düşünerek hareket ediyor.

Ancak ortada unutulan bir durum var.

O da, yerel seçimlerden hemen sonra AK Parti’nin hemen il, ilçe kongrelerini yapıp olağan kongreyi yapacak olması.

AK Parti’nin 7 Ekim Olağanüstü Kongresi ile yerel seçim sonrası olağan kongresi arasındaki süreç bir yıl bir olmayacak.

Bu da AK Parti’de Olağanüstü Kongre’de geleceğin AK Parti’sinin temellerini atılacağını, olağan kongrede ise AK Parti’yi 2028 yıllarına taşıyacak tuğlaların örüleceğinin göstergesi.

Yaşadığımız şehir İzmir açısından bakacak olursak AK Parti’nin İzmir ile ilgili düşüncesi çok ama çok derin.

Büyükşehir Belediyesi, olmadı metropole yakın ilçelerde yerel iktidarı ele geçirme hesapları içinde olan AK Parti’nin hedefi, en büyük muhalefeti CHP’nin İzmir kalesinde bir delik açabilmek.

İzmir’deki birçok belediyenin hali ortada.

Maaş ödemeyen, mülk satan, hizmet noktasında sıkıntılar yaşayan belediyelerle ilgili seçmenin de illaki bir sandık faturası olacaktır.

AK Parti’nin 7 Ekim’de Olağanüstü Kongresi işte bu nedenle yerel seçimlerde sandık faturalarının ağır gelebilmesi içinde ayrı bir önem taşıyor.

İzmir içinde önem taşıyor!