Yurt dışında ve yurt içindeki gelişmeleri birbirine bağladığınızda Türkiye’nin 2023 seçimleri öncesi ve sonrasıyla ilgili çeşitli senaryolar üretmek, bir akıl işi, biraz mantık işi, biraz da geleceği düşünme işi oluyor.

2023 seçimlerinin 14 Mayıs’a çekilerek yapılma ihtimalini dikkate alarak değerlendirmemize devam edersek, Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimleri için 4 ay gibi kısa bir süre kaldı.

Türkiye siyasetinin bir tarafı, Cumhur İttifakı yani AK Parti, MHP ve Büyük Birlik Partisi’nin birleşiminin adayı belli 20 yıldır ülkeyi Başbakan ve Cumhurbaşkanlığı göreviyle, belirlediği kadrolarla yürütün ve yöneten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan.

Cumhur İttifakı’nın seçim çalışları ise üç ay öncesinden, açılışlar, kongreler vs adı altında yapılan mitinglerle başladı ve devam ediyor.

Türkiye siyasetin diğer tarafı ise 6’lı masa denilen ve altında var olduğu bilinen bir kişi ile artık 6 artı 1 durumunda algılanan ittifak. Önceki adı Millet İttifakı olsa da, içerisine yeni giren partilerle adının ne olacağı da kesinlik kazanmayan bir ittifak.

Şimdilik 6 artı 1 masası olarak biliniyor!

Kimi aday gösterecekleri konusunda anlaşamaya çalışan masanın etrafındakiler, kimin nasıl yöneteceğinden çok her biri kimi nasıl yönetebileceğizi tartışıyor durumda.

6 artı 1 masanın dağılmadan toplanma ihtimali üzerine konuşursak, belirleyebildikleri ve insanların karşısına çıkardıkları adayı tanıtıp, anlatıp, destek bulmaları için önlerinde şu an için 4 ay var.

Bu adayın, 4 ayda, 81 ili gezmesi, yüzlerce ilçeye, milyonlarca insana ulaşması anlamında zorlu bir de seçim yolculuğu var.

6 artı 1 masa her ne kadar kendi kurulmuş teşkilatlarına, kendi genel başkanlıklarına güveniyor olsa da, bu ülkede kararsız olan, siyasi parti tutmadan seçime girecek olan milyonlarca insan var.

Bu insanlar kendilerine her anlamda ulaşabilen adayın kendilerini ikna etmesi durumunda oyunu kullanacağı gerçekliği de var.

Türkiye’de 4 ay siyasi için çok uzun bir süre, aynı zamanda çok kısa bir süre.

Çok şey değişebileceği gibi, hiçbir şeyin değişmeme ihtimali de yüksek.

2023 sonrası Türkiye’de iki film senaryosu ortaya çıkıyor.

Birinci senaryo, Cumhur İttifakının 50 artı 1 oyu alarak yoluna devam edip, her türlü karar ve tedbirleri uygulamaya, sadece isimler de değişiklikler yaparak devam etmesi, bu durumda irili, ufaklı muhalefetin durumun nasıl olacağının ülke açısından, millet açısından pek de bir önemi yok.

İkinci senaryo, adı belli olmayan ve olması muhtemel ittifakın adayının seçimi kazanmasıyla kurulması muhtemel hükümetin alacağı, almaya çalışacağı, milletten önce 6 artı 1 parti genel başkanını ve parti yönetimini mutlu edecek formül arayışları içinde geçireceği, farklı düşüncelerin bir arada olmasının doğal olarak yarattığı yüksek muhtemel siyasi, ekonomik krizlerin başlayacağı bir dönem yaşama durumu.

2023 seçiminde neye razı geldiğimizden çok, neyi yaşamak istediğimizi düşünerek oy kullanacağımızın göstergesi bunlar.

Bu ülkede yaşayan vatandaşlar olarak, yasal hakkımız olarak kullanacağımız oyumuzun sorumluluğu bu seçimde biraz daha ağır.

Çünkü dünyanın hiçbir ülkesinde her anlamda yaşanabilecek daha güzel bir hayat yok!

Mutlu hafta sonlarımız olsun.