Bazen öyle açıklamalar okuyor, öyle fikirler duyuyor ve öyle yorumlar görüyoruz ki, Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşı olan birisi bu nasıl söyler diyoruz.

Türk Mukavemet Teşkilatı’na söylendiği gibi.

Bir şeylere muhalif olmak demek, Türkiye Cumhuriyeti’ne muhalif olmak demek değildir.

Zaten bunun adı da muhaliflik değil hainliktir.

Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dır.

Türkiye’deki seçmen sayısının yüzde 52’sinin, yani çoğunluğun oyuyla seçilmiş Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti’nde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin de ilk başkanı.

Türkiye’de yüzde 48’de o olmaz ama bu olur, şu olur, öbürü olur diye oyunu başkasına vermiş Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı.

Oyunu veren kadar oyunu vermeyeninde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kanuni hakkını kullanarak yaşadığı ve vatandaşı olduğu ülke Türkiye Cumhuriyeti.

Ekonomik politikaları, sosyal politikaları, çevre, dış ilişkiler, iç ilişkiler, enerji, tarım vs iktidarın bütün politikalarını eleştirip, aslında söyle olsa daha iyi olur önerilerinde bulunarak tabi, yol gösterebilirsin.

Bunun adı zaten muhalefet görevidir.

Ama sen Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsız ve özgür olmak için verilmiş olan mücadeleye, 1974 yılında Türkiye’nin karaoğlan’ı rahmetli Bülent Ecevit’in talimatıyla başlayan Kıbrıs Türklerini kurtarma ve koruma hareketinin yanlış olduğunu, illegal olduğu konusunda laf edersen, senin adın muhaliflik, soyadında muhalefet olmaz.

Yıllar içinde, zaman içinde, başka başka isimler ve sıfatlar içinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan bazı insanlardan bu tür çıkışlara alışır olduk.

Anlayamadığımız içinde tepkimizi verirken bile, ‘Senin kim olduğunu tanıdım’ dercesine verir olduk.

İşin özüne bakarsanız, bu tür çıkış yapan insanların fikirlerinde, zikirlerinde, sözlerinde ve yorumlarında bir acayiplik yok.

İnsan geninde ne varsa, o önce aklına, sonra kalbine, sonra ağzına, sonra da karşısındakine gidiyor.

Türkiye Cumhuriyeti’nin bana göre en büyük soruna ‘Soy’

Evet, bildiğiniz soy!

Kimin kimlerden olduğu, üç kuşak, dört kuşak önce Anadolu’nun neresinde yaşadığı, ırkının, dilinin ve dininin ne olduğu tam olarak belli değil.

Anadolu’da son Türk devleti Türkiye Cumhuriyeti kurulurken, içerde savaşan, savaşmayan, sevinen, sevinmeyen, bilinen, bilinmeyen herkes Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak kabul edildi, isteyen de kendisine seçtiği yeni ismiyle, soy ismiyle kendini kayıt ettirdi.

Sonuç, bizim bildiğimiz Hasan, Hasan olmaya bilir, bizim bildiğimiz Ayşe, Ayşe olmayabilir.

Çözüm, biz kendimizi bilmeye, ülkemize sahip çıkmaya, vatanımızı ve milletimizi sevmeye devam edeceğiz.

İyi şeyler için çalışıp, mücadele ederken, iyi şeyler yapıp, çalışırken de, tarlamızdaki yabani otları, yabancılaşmış otları da ayıklamayı ihmal etmeyeceğiz.