UĞUR MUMCU'LARI ÖLDÜREBİLİRSİNİZ AMA YENEMEZSİNİZ!

UĞUR MUMCU'LARI ÖLDÜREBİLİRSİNİZ AMA YENEMEZSİNİZ!

Mustafa Balbay yazdı...

Ocak ayı ortasındaki Ankara Kitap Fuarı'nda 20'li yaşların ortasında bir genç iki kitabımı imzalatmak için uzatırken adını söyledi:

-Uğur...

Bir an yüzüne baktım. Ne demek istediğimi anladı; “doğru" dedi, devam etti:

"Şubat 1993 doğumluyum. Uğur Mumcu öldürüldükten iki hafta sonra dünyaya gelmişim. Ailem o nedenle Uğur adını koymuş..."

Uğur Mumcu öldürüldüğünde doğan çocuklar gençlik çağının ikinci evresine girdi. Bir başka deyimle Uğur Mumcu'yu hiç görmemiş bir kuşak var artık.

Ama Uğur Mumcu'nun adı sadece kalplerde değil, sayılamayacak kadar çok kişinin isminde yaşıyor.

Uğur Mumcu'nun katledildiği 24 Ocak ile Prof. Muammer Aksoy'un katledildiği 31 Ocak arası her yıl Adalet ve Demokrasi Haftası olarak anılıyor. Hasretini çektiğimiz iki kavram; adalet ve demokrasi...

Her yıla ayrıca bir özel hedef daha konuyor. Bu yılki de şuydu:

Bu hesap sorulmaz mı?

Elbet sorulur. Yeter ki unutulmasın...

 

***

 

Dikili Belediyesi'nden Ankara Ulusal Eğitim Derneği'ne kadar bu yılki etkinliklerin birçoğunda zamanı zorlayıp biz de yer aldık. 1990'lı yıllarda katledilen aydınlarımızı andık.

31 Ocak 1990'da Prof. Aksoy'la başlayıp Çetin Emeç, Turan Dursun, Bahriye Üçok ile devam eden 1990 yılı kıyımlarını 24 Ocak 1993'te Uğur Mumcu, ardından 21 Ekim 1999'da Prof. Ahmet Taner Kışlalı izledi.

Bu aydınlarımızın pek çok ortak özelliği sıralanabilir ama başlıca ortak yanları şuydu:

Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş temelleriyle ve toplumla barışıktılar.

En tehlikeli aydın tipi!

Düşünsenize hem devletin temel değerleriyle barışık hem de toplum içinde önemli bir yeri var!

Uğur Mumcu'lar bunun için katledildi.

Türkiye'nin bugünkü çoraklaşmaya sürüklenmesi için katledildi.

 

***

 

Aydın tariflerinden biri şudur:

Gerçek aydın; birikimini, ülkesinin gelecek mücadelesinde kullanan aydındır.

Eğer birikimini bu yönde kullanmıyorsa sadece bilgi küpü olarak kalır.

Al o küpü rafa koy. Raf ömrü kadar yaşasın, arada havalandır!

Uğur Mumcu, bitkininin her zerresini ülkesinin daha güzel bir geleceğe sahip olması için kullandı.

Prof. Aksoy da birikimini aynı yönde kullanırken, birikimi örgütledi. Haziran 1989'da Atatürkçü Düşünce Derneği'ni kuran Prof. Aksoy 7 ay sonra öldürüldü.

Bir dernek ki; Atatürk'le düşünceyi birleştiriyor.

Ne kadar tehlikeli!

Bugün Türkiye'nin önemli sorunlarından biri ülkesinin geleceğini her şeyin önüne koyan aydın yapısının azalmasıdır. Katliamlardan arta kalan aydınları da her türlü yöntemi kullanarak bitirmeye çalıştılar.

Ama ne olursa olsun tüketemediler.

Tüketmeyecekler...

Uğur Mumcu'ları hapsedebilirsiniz, hatta öldürebilirsiniz ama yenemezsiniz.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.