Urla'da neler olduğunu, nelerin olmadığını düşünürken nasıl olur da Urlalılar adına, Urla adına düşünmek şart oluyor.

Bakınız İzmir'in en güzel, denize kıyısı olan ilçelerinden Urla'da olan bitenlere.

Gazeteci abimiz Ahmet Tübcel'de bizim gibi kaleme almış bazılarını!

Bazılarını diyorum zira daha çok dolduğunu en az onunda kadar, o da en az benim kadar iyi biliyor.

Gözde turistik ilçemiz olan Urla'da Urlalılar rahat rahat yaşarken, acaba Urla'nın hakkı ve Urlalıların hakkı ve Urla'nın geleceği ne alemde.

Bunu bizler görüyoruz, bizler görmesek te sağ olsun Urlalılar, Urla'yı sevenler bize gösteriyor da asıl sorun şu ki Urla Belediye Başkanı Selçuk Balkan görebiliyor mu?

Göremiyorsa da ona Urla'yı sevenler göstermiyor mu?

Urla'yı sevenler gösteriyorsa da Başkan Balkan görmemezlikten mi geliyor?

Urla'da hızlı yapılaşmanın önünde hiç bir engelin duramaması normal mi?

Urla'da her gün betonlaşmaya teslim olması, sahillerin talan edilmesi, doğanın dalan edilmesi, herkesin kafasına göre hareket edip, sonra kafasına uygun şekilde yaşaması normal mi?

Urla büyük zarar görüyor!

Çevre katliamı hızla devam ediyor!

Bundan çok değil, 5, 10 yıl sonra 'Urla'da deniz mi vardı?', 'Urla sahil kasabası mıydı?' diye soranlar olacak.

Cevap vermeye utanacağız ama cevap verirken aslında bugünlerde ses çıkarmadığımız için, bugünlerden o günlerin gelişini seyrettiğimiz için üzüleceğiz.

Zaten toplum olarak en güzel ve doğal yaptığımız şey de üzülmek!

Bugünden herkesin bir şeyler yapması lazım!

Vatandaşlar yapacağını yapıyor, konuşarak, anlatarak!

Biz gazeteciler de yapmamız gerekeni yapıyoruz yazarak, anlatarak.

Sıra Urla Belediye Başkanı Selçuk Balkan'da!

Urla Belediye Başkanı Selçuk Balkan'da ileride üzülerek bugünlerde yaptığı belediye başkanlığı günlerini, aylarını, yıllarını anlatır artık.

Urla yok olur!

Ona da düşen bu olur artık!