Uzmandan 'seçmen psikolojisi' açıklaması
Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Serdar Nurmedov, 'seçmen psikolojisi' hakkında açıklamalarda bulundu.
Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Serdar Nurmedov, seçmen psikolojisini ve psikolojik yönelimlere göre seçmenlerin oy verme davranışları hakkında açıklamalarda bulundu.
Seçmen psikolojisinin, seçmen davranışlarını inceleyen psikolojinin bir araştırma dalı olduğunu belirten Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Serdar Nurmedov, “Genel olarak tanımlamak gerekirse seçmen psikolojisi, bireylerin siyasi tercihlerinin altındaki psikolojik nedenlerini ve bu tercihlerin nasıl oluştuğunu araştırır.” ifadelerini kullandı.
Seçmen psikolojisinin uzun zamandır psikolojinin ilgi alanında olduğunu ve bireylerin siyasi tutumlarını şekillendiren psikolojik faktörlerin anlaşılmasına yardımcı olmayı amaçladığını kaydeden Nurmedov, “Bu faktörler arasında kişilik özellikleri, ideolojik eğilimler, sosyal baskı, kampanya mesajları, lider imajı ve olayların algılanması gibi unsurlar yer alır. Seçmen psikolojisi, seçim kampanyalarının nasıl düzenleneceği konusunda çok önemli ipuçları sağlar. Aynı zamanda seçim sonuçlarını tahmin etmeye de yardımcı olabilir” ifadelerini kullandı.
Seçmen davranışlarının kabaca iki başlık altında incelendiğini aktaran Nurmedov bu başlıkları ‘rasyonel değerlendirmeye bağlı’ ve ‘psikolojik etkenlere bağlı’ olarak açıkladı.
Seçmenlerin tercihlerinin çoğu zaman rasyonel düşünce sürecinden kaynaklandığının varsayıldığını kaydeden Nurmedov, “Rasyonel değerlendirmeye bağlı tercihleri etkileyen faktörler arasında ekonomik durum, parti ideolojisi, adayın kişiliği, kampanya vaatleri ve medya etkisi yer alır.” dedi.
PSİKOLOJİK DURUM OY TERCİHLERİNDE ROL OYNAR
Seçmen davranışının, sadece rasyonel düşünce sürecine dayanmadığını hatırlatan Nurmedov, “Seçmenlerin psikolojik durumları, değerleri, tutumları ve duyguları da oy tercihlerinde rol oynar. Bu psikolojik etkenler grup kimliği, duygusal tepkiler, ilk izlenimler, tutumlar ve kişisel deneyimler şeklinde sıralanabilir. Sonuç itibarıyla seçmen davranışı rasyonel ve psikolojik faktörlerin bir bileşimi ile oluşur.” açıklamasında bulundu.
‘Taraftar, yandaş ve fanatik psikolojisi’ kavramlarına da değinen Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Serdar Nurmedov ‘taraftar psikolojisi’ kavramını şöyle açıkladı: “Taraftarlık esasında bir sanatçı, spor kulübü, siyasi parti veya ideolojinin destekçisi anlamına gelir. Taraftarlık, taraf olduğu grubun başarısına katkıda bulunmak ve onları desteklemek için sergilenen tutumu ifade eder. Bir taraftarın psikolojisi, takımının başarısına ilişkin yoğun duygusal tepkiler içerir. Taraftarlar, takımlarının kazanmasını istedikleri için stresli veya endişeli olabilirler ve kazandıklarında büyük bir coşku hissederler. Benzer şekilde, takımı kaybettiğinde, hayal kırıklığına uğrayabilirler ve hatta üzüntü veya öfke gibi negatif duygular yaşayabilirler. Bununla birlikte taraftarlıkta genelde yıkıcı bir aşırılık yoktur.”
YANDAŞLAR KENDİ İÇİNDE ELEŞTİRİR, KARŞI ÇIKAR VE SORGULAR
‘Yandaş’ kavramının ‘taraftar’ kavramı ile benzer anlama sahip olmakla birlikte, daha çok siyasi bağlamda kullanıldığını ifade eden Nurmedov, “Bir yandaş, belirli bir siyasi parti veya liderin politikalarına sıkı sıkıya bağlıdır ve onları savunur. Yani, taraftar kavramı daha geniş bir kavram iken, yandaş kavramı siyasi bağlamda kullanılan daha dar bir tanımdır. Yandaşlık psikolojisi, genellikle, diğer insanların farklı bakış açılarına karşı kapalı bir tutum içerir. Bu durum, bazen yandaşların yanıltıcı bilgilere inanmalarına ve gerçekleri göz ardı etmelerine neden olabilir. Bununla birlikte, yandaşlıkta körü körüne bağlanma, liderlerini veya ait hissettikleri grupları putlaştırma ya da mutlak doğru olarak algılama söz konusu değildir. Yeri geldiğinde kendi içinde eleştirir, karşı çıkar ve sorgularlar.” şeklinde tanımladı.
FANATİKLER YIKICI DAVRANIŞLAR SERGİLEYEBİLİR
Fanatik psikolojisi tanımını da açıklayan Nurmedov, ‘fanatik’ teriminin genellikle tutkulu bir şekilde bir fikir, spor takımı, lider veya herhangi bir konuya bağlılık gösteren kişiler için kullanıldığını söyledi. Bireylerin fanatiği olduğu kişiyi münezzeh bir varlık olarak nitelendirdiklerini belirten Nurmedov, “Fanatik psikolojisi, genellikle, bir kişinin belirli bir inanç veya ideolojiye aşırı derecede bağlı olmasından kaynaklanır ve bu bağlılık, kişinin kimliği veya kendine ait bir özellik olarak görülür. Fanatiği olduğu kişi veya ideolojiyi eleştiremez. Başkaları tarafından eleştirildiğinde ise muhalif görüşleri asla kabul etmezler ve körü körüne savunurlar. Yetersiz kaldığını hissettiklerinde ise aşırıya kaçabilirler. Yıkıcı davranışlar sergileyebilirler.” dedi.
SEÇİMLER ÖNEMLİ ANCAK HAYATIN SONU DEĞİL
Seçimleri hayatın sonu gibi düşünmenin doğru olmadığını vurgulayan Nurmedov, “Seçimler hayatımızın sadece bir bölümünü oluşturur ve hayatımızın sonu değildir. Seçimler önemlidir ve doğru kararlar almak için ciddi bir düşünce gerektirir. Ancak seçim sonuçlarının sanılanın aksine hayatın diğer alanları üzerindeki etkisi de sınırlıdır. Kaybetmek, yeni fırsatlar yaratmak için bir adım olabilir ve hayatımızın diğer alanlarında başarıya ulaşmamıza yardımcı olabilir. Özetle, seçimler önemlidir ancak hayatın sonu değildir.” şeklinde ifade etti.
SAĞDUYULU İNSANLAR DAHA SAYGIN VE GÜVENİLİR BULUNUR
Sağduyunun önemine de değinen Nurmedov, “Sağduyu, insanların olaylara mantıklı, gerçekçi ve dengeli bir şekilde yaklaşmasına yardımcı olan ve insanları diğer canlılardan ayıran en önemli özelliklerden biridir. Sağduyu sahibi insanlar, duygularıyla hareket etmek yerine, bilgi ve mantıktan yola çıkarak, doğru kararlar verme eğilimindedirler.” dedi.
Sağduyunun bize özellikle seçim süreci gibi stresli veya zor durumlarda, mantıklı ve soğukkanlı bir şekilde karar vermeyi sağlayacağına dikkat çeken Nurmedov sözlerini şöyle tamamladı: “Unutulmamalıdır ki, kararlarında sağduyulu davranan insanlar, toplum tarafından daha saygın ve güvenilir bulunur. Toplumda, sağduyulu kararlar almak ve uygulamak, huzur ve güvenliğin korunması açısından son derece önemlidir. Bu nedenle, sağduyu kavramı, toplumsal yaşamın sürdürülmesinde ve geliştirilmesinde kritik bir rol oynar.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.