Uzmanlar açıkladı: Bahar alerjileri ve tedavileri kişiden kişiye değişiyor
Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Mehmet Şentürk, bahar mevsiminden yaz mevsimine geçişte görülmekte olan alerjinin kişiden kişiye farklılık gösterdiğini, tedavi yöntemlerinin de hastanın rahatsızlık durumuna göre değişebileceğini vurguladı.
Konya Hospital Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Mehmet Şentürk, alerjinin bireylerde kendini farklı şekilde gösterdiğini ifade ederek, “Mayıs ayının ilk haftasındayız. Bu ilkbahardan yaza doğru bir geçiş dönemi. Geçiş döneminde tabii ki ağaçların tozlaşma ve polenlerle beraber bir uçuşma dönemi olmaktadır. Tabii polenler etrafta saçılırken biz de bunlara maruz kalmaktayız. Bizler de bu polen ve tozlaşma mevsiminden kısmen de olsa zarar görmekteyiz. Bu zarar görmemiz genel olarak hafiften başlayarak şiddetli dereceye varabilir. Kimimiz hafif bir burun kaşıntısı ile atlatabilirken, kimimiz burun akıntısı, hapşırık, geniz akıntısı olabilmekte, kimimizde eski mevcut astım veya diğer solunum rahatsızlıkları üstüne polen mevsiminin etkileri eklendiğinde astım krizlerinin tetiklenmesi, KOAH krizlerinin tetiklenmesi ve mevsimsel alerjik rinitin şiddetli etkileri görülebilmektedir.
İleri formlarında kulak, burun, boğaza bakan yönüyle şiddetli baş ağrısı, burun akıntısı, yüzde ağrı, hafif kırgınlık, halsizlik, iş gücünde kısmen kayıp olabilmekte ve şiddetli baş ağrısı da beraberinde olabilmektedir. Bizim yapabileceğimiz en basit şey tabii aşırı tozlaşma ve rüzgarlı mevsimlerde dış ortamda çok bulunmamak, eğer dış ortamda bulunuyorsak kapalı bir ortama geçiş yapmak, pencerelerimizi kapatmak gibi basit önlemler alınabilir. Diğer taraftan hekime ihtiyaç gösteren polen mevsimi şikayetleri için ise hekime başvurulduğunda genel olarak burun akıntısı, geniz akıntısı, burun tıkanıklığı, kaşıntı, hapşırık, baş ağrısı, yüzde dolgunluk şikayetleri olmakta, biz kulak burun boğaz hekimleri olarak da hastamızın bu tip şikayetlerini aldığımızda derecesine göre hafif orta şiddetli olarak değerlendirmekteyiz ve tedavilerini takip tedavisinden ileri derecede tedavilere kadar yürütebilmekteyiz” şeklinde konuştu.
"İlk tedavide kullanılacak olan ilaçlar rahatsızlıkları büyük ölçüde azaltıyor"
Dr. Şentürk, alerji rahatsızlığının ilk tedavisinde kullanılan ilaçların rahatsızlıkları ilk seferde büyük ölçüde azalttığını ifade ederek, “İlk basamak tedavilerde genel olarak birinci basamak antihistaminik dediğimiz alerji hapları ki bunlar genellikle tercih edilmesi gereken ilaçlar. Gündüz uyku vermeyen ilaçlar tercih edilebilir. Bu tip ilaçlar kişide hapşırık, burun tıkanıklığı, geniz akıntısını geniş ölçüde rahatlatmaktadır. Geniz akıntısı azaltıcı ilaçlarımız da mevcuttur. Bunlar sempatik sistemi aktif eden ilaçlar olup, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, ödem, geniz akıntısı şikayetlerini büyük oranda gidermektedir. Diğer taraftan lokal burun spreyleri mevcuttur. Bu spreyler genellikle 2 ya da 3 kısma ayrılabilir, en sık kullanıldığı üzere 5-7 gün kullanılan hızlı, etkili, uzun süreli burun spreyleri mevcuttur. Fakat bir haftadan uzun süre bunların kullanımını önermemekteyiz. Çünkü burun 1 haftadan sonra cevap vermemeye, daha fazla ilaç miktarına ihtiyaç duymaktadır” dedi.
"Alerji rahatsızlığının tedavi yöntemi hastanın alerji rahatsızlığı durumuna göre değişmektedir"
Dr. Şentürk, alerji rahatsızlığında tedavi yöntemlerinin hastanın rahatsızlık durumuna göre değişebileceğini ifade ederek, şunları kaydetti:
"Aşılar genel olarak enjeksiyon tarzında yapılan ilaçlar ile dil altı hap şeklinde uygulanan aşı yöntemleri mevcuttur. Dil altı hap şeklinde uygulanan aşı metotları öncelikle hastaların klasik alerji ilaçlarından fayda görmeyen, uzun süren, aylar, yıllar boyunca devam eden alerji şikayetlerinde kullanılabilir. Bu ilaçların kullanılmasından önce alerji testi yapılmaktadır. Alerji testinde neye alerji oldu ise ona yönelik kişiye özel alerji hapları, aşı hapları veya iğneleri planlanmaktadır. Hapların enjeksiyona göre kullanımı daha rahattır. Kişiler kendi hekim ve alerji hemşirelerinin önerdiği tarzda kullandıklarında şikayetlerinin yüzde 50 ila 70 kısmının kalıcı olarak tedavi ettirebilmektedirler. Aşı uygulamaları hekim kontrolünde alerji ünitelerinde yapılmaktadır ve her an kişide beklenmedik bir alerji görülebilme ihtimaline karşı acil kurtarma ekipmanlarının bulunduğu bir merkezde yapılmasında fayda vardır.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.