Bu tetkiki bir göz ya da kulak muayenesi gibi görmek, tabu haline getirmemek gerektiğini belirten Uzm. Dr. Şengül, “Bu incelemeler sırasında midede ya da kalın bağırsaklarda yeni oluşmaya başlamış bir hastalığın teşhis edilmesi hem tedaviyi kolaylaştırır, hem de erken tanı nedeniyle geriye kalan yaşamınızda önemli bir belirleyici olabilir. Erken tanı şansını siz kendi elinizden almayın” dedi.

Sindirim sistemi hastalıklarının tanısında endoskopik incelemelerin “altın standart” kabul edildiğini vurgulayan İzmir Kent Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Şengül, tıp teknolojisindeki gelişmeler sayesinde hasta konforunun çok yükseldiğini belirtti. Geçmişte bu incelemelerin daha kısıtlı imkanlarla, daha zor koşullarda yapılabildiğini hatırlatan Uzm. Dr. Şengül, “Eskiden endoskopik incelemeler sırasında hem hasta hem de incelemeyi yapan doktor çeşitli sıkıntılar yaşıyordu. Şimdi ise endoskopi ve kolonoskopi işleminde hasta konforu ve güvenliği, incelemelerin kalitesi üst seviyelere taşındı.

Sedasyon ile uyutma yapılması, hastanın tamamen uyuyor olması hastalardaki korku ve çekinceleri de oldukça azalttı. Ancak şehir efsanesi gibi dilden dile dolaşan eski tecrübeler insanlarda halen bu işlemlere karşı korku ve endişelerin kısmen devam etmesine sebep oluyor. Sosyokültürel ortam da kolonoskopi işlemine karşı olumsuz bir durum, bir isteksizlik oluşturuyor. Oysa bunu bir göz, kulak muayenesi gibi görmek, tabu haline getirmemek daha sağlıklı olacaktır. Maalesef kolonoskopi tetkikinden kaçınan pek çok kişi kendisini erken tanı şansından mahrum ediyor” dedi.

“Şikayeti olmayanlar da yaptırmalı”
 

Uzm. Dr. Bülent Şengül, üst sindirim sistemi ya da bağırsaklarla ile ilgili şikayetlerde kesin teşhis için çoğunlukla endoskopik incelemelere ihtiyaç duyulduğunu söyleyerek, “Herhangi bir sindirim sistemi şikayeti olmayan ancak tetkiklerde dışkıda gizli kan pozitifliği, kansızlık (demir eksikliği anemisi), B 12 vitamin eksikliği gibi bulgular saptanmış olan ya da istem dışı anormal kilo kaybı olan kişilerin de endoskopi ve kolonoskopi kontrollerini yaptırmaları gerekmektedir. Bu incelemeler sırasında midede ya da kalın bağırsaklarda yeni oluşmaya başlamış bir hastalığın teşhis edilmesi hem tedaviyi kolaylaştırır, hem de belki de geriye kalan yaşamınızda önemli bir belirleyici olabilir. İyi huylu bir hastalık saptanırsa tedavi olup sağlığınıza kavuşursunuz. Kötü huylu bir hastalık saptanırsa da erken tanı olması durumunda hayatınız kurtulur” diye konuştu.