Uzmanlar uyardı!

Uzmanlar uyardı!

Prof. Dr. Altıparmak, erken tanı ile görme kayıplarının önüne geçilebilmesi için 40 yaş üstü kişilerin yılda bir kez göz muayenesine gitmesi gerektiğini belirtti.

Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Emrah Altıparmak, kataraktın sinsi seyrettiğini ve belirtilerinin fark edilmediğini kaydetti. Prof. Dr. Altıparmak, göz tansiyonu, sarı nokta hastalığı ve kataraktın, geri döndürülemez görme kayıplarına neden olabildiği için son derece önem taşıdığını bildirdi. 


Hayat süresinin uzamasına bağlı olarak artık dünya daha yaşlı bir nüfusun olduğunu ve buna bağlı olarak daha çok ileri yaşlarda görülen kronik hastalıklarla ilişkili körlük nedenlerinin riskinin de arttığını bildiren Acıbadem Ankara Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Emrah Altıparmak, "İstatistikler dünyadaki yaklaşık 40 milyon kişinin yüzde 65’inin 50 yaş üzerinde olduğunu gösteriyor. Buradaki asıl önemli nokta ise, bu görme kayıplarının çoğunun engellenebilir ya da tedavi edilebilir olması" dedi.

 

Bugün dünyada 285 milyon görme engelli insanın yaşadığına ve ve bunların yüzde 80'ini engellenebilir hastalıklar oluşturduğunu ifade eden Prof. Dr. Altıparmak, bu nedenle dünya çapında hastalıkların taranması ve erken tanısının öneminin anlatılması gerektiğini bildirdi. Prof. Dr. Emrah Altıparmak, 2020 yılına dek glokom, katarakt ve sarı nokta hastalığına bağlı körlük vakıalarının erken tanı ve tedavi ile en az yüzde 25 azaltılabileceğine dikkat çekti. Altıparmak, "40 yaş üstünde düzenli muayeneler ile görme kayıplarının önüne geçmek mümkün olabiliyor" dedi.

"Sarı nokta riskini düşürmek mümkün"
 

Özellikle gelişmiş toplumlarda 50 yaş üstü görme kaybının en sık nedeni olan maküla dejenerasyonu'nun (sarı nokta hastalığı) da tedavisi mümkün olan hastalıklardan biri olduğunu anlatan Prof. Dr. Emrah Altıparmak, "Yaşlılığa bağlı olarak ortaya çıkan göz hastalıklarından biri olan bu sorun, yaygın olarak sarı nokta hastalığı olarak biliniyor. Ancak tedaviyle genellikle kayıpların az bir miktarını geri getirtilebiliyor. Daha çok görme kaybının ilerlemesinin engelleniyor. Bu nedenle hastalığın en az görme kaybına neden olabilmesi için erken tanınması ve tedavi edilmesi büyük önem taşıyor. Dengeli ve sağlıklı beslenme, sigaradan uzak durmak ve UV'den korunmak için güneş gözlüğü kullanmak ise sarı nokta hastalığını önlemek için alınabilecek önlemler arasında yer alıyor" ifadelerini kaydetti.

"Katarakt sinsi seyrediyor, belirtiler fark edilmiyor"
 

Tedavisinde önemli gelişmeler yaşanan kataraktın en önemli nedeninin yaşlılık olduğunu ifade eden Prof. Dr. Emrah Altıparmak, altta yatan kronik bir hastalık bulunmasa da 60 yaşından sonra hemen herkeste az ya da çok katarakt görülebildiğini bildirdi. Kataraktın diyabet, romatoit artrit gibi hastalıkların varlığı ya da sigara kullanımına bağlı olarak daha erken yaşta ortaya çıkabildiğini belirten Altıparmak, "Katarakt ani görme kaybına yol açmasa da görme yeteneğinin yavaş yavaş kaybolmasına neden oluyor. Bu kayıp, yaşam kalitesini de azaltıyor. Hastaların yaşadıkları görme kaybını fark etmediklerini ve bu nedenle küçük ev kazaları ya da düşmelerle karşı karşıya kalabilirler" açıklamasında bulundu.

"Dünyada en çok yapılan ameliyat"
 

Kataraktın, tedavisi mümkün bir sorun olduğunu ancak yaygınlığı nedeniyle dünyada her yıl yaklaşık 22 milyon katarakt ameliyatının yapıldığını tahmin ettiğini belirten Prof. Dr. Altıparmak, "Tedavide öncelikle görmeyi engelleyen ve görme kalitesini bozan kataraktın ortadan kaldırılması hedefleniyor. Bununla birlikte, ameliyatla göz numarası da düzenlenebiliyor. Katarakt tekrarlayan bir hastalık. Katarak operasyonu, kişinin hayatında her şey yolunda giderse bir kez geçireceği bir işlemdir. Sonrasında bir daha aynı sorunla karşılaşmadan, sağlıklı bir şekilde hayatına devam edebiliyor" dedi.

Glokom hala en önemli körlük nedeni


Göz içi basıncının artmasına bağlı olarak görme sinirinde hasar oluşan kişiler glokom (göz tansiyonu) tanısı alındığını, özellikle 40 yaş üzerinde artış gösteren bu sorunun yaşla birlikte artış gösterdiğini belirten Prof. Dr. Altıparmak, "Ancak hastalığın özellikle yaygın görülen tipleri hiç belirti vermediği için sinsice ilerliyor. Ve ne yazık ki, birçok kişi ancak körlük noktasına ulaştığında hastalığının farkına varabiliyor. Kaybedilen görme kaybı da geri döndürülemiyor" ifadelerini kaydetti.


Bugün dünyada 3 milyonun üzerindeki kişinin glokoma bağlı körlükle yaşadığını hatırlatan Prof. Dr. Emrah Altıparmak, "Dolayısıyla hastalık dünyada da en önemli körlük nedeni olarak kabul ediliyor" dedi.

Ailesinde glokom olanlarda risk artıyor
 

Yüksek miyopisi, hipertansiyonu, migreni ya da diyabeti olan kişilerde glokom görülme riski arttığını, bununla birlikte ailesinde glokom olanlarda bu hastalığın görülme sıklığının toplum ortalamalarına göre 4 ile 9 kat daha fazla olduğunu bildiren Prof. Dr. Altıparmak, "Bu yüzden ailesinde glokom olan kişilerin yıllık göz muayenelerine daha fazla özen göstermesi gerekiyor. Pek çok türü bulunan glokom tedavisinde öncelikle göz içi basıncını yani tansiyonu düşürmeyi amaçlıyoruz. Bu doğrultuda da ilk basamakta öncelikle ilaçlardan yararlanılıyor. Çözüm bulunamayan hastalarda ise lazer ya da cerrahi tedavi kullanılıyor. Ancak, glokomun erken tanı konulup tedavisini başlanması gereken ve yaşam boyu takip gerektiren bir hastalık olduğu unutulmamalı" açıklamasında bulundu.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.