Tahir Yavuz
UZUN SÜRELİ ANTİBİYOTİK KULLANIMI
Sahada yaşanan sorunların biri de uzun süreli antibiyotik kullanımıdır. Bu konu ‘’bilinçsiz antibiyotik kullanımı’’ tarzında sürüp gitmektedir.
Çiftliklerde, hayvancılık işletmelerinde daha önce kullanılan antibiyotikler herhangi bir durumda tekrar temin edilerek kullanılıyor. Eğer sonuç alınmazsa bir başka antibiyotik ile devam ediliyor ve hatta antibiyotik değiştirilerek ‘’gereksiz tedavi gayreti’’ sürdürülüyor. Belli bir teşhise dayalı olmaksızın yapılan bu ‘’deneme yanılma’’ yöntemi ile tedavi girişimi uzun süreli antibiyotik kullanımına, arkasından da meydana gelebilecek başka sorunlara yol açıyor. Bilinçsiz antibiyotik kullanımı ve ‘’çalışmıyor’’ denilerek başka antibiyotik bulup yanlışa devam etme sonucunda 3 önemli sorun ile karşılaşıyoruz. Bu sorunlar ise bazen gerçek sorundan daha önemli bir hâl alıyor.
1. Uzun süreli antibiyotik kullanımı sonucunda oluşan ishaller. 2. Uzun süreli antibiyotik kullanımı sonucunda ortaya çıkan mantar enfeksiyonları. 3. Uzun süreli antibiyotik kullanımı sonucu ortaya çıkan direnç.
Antibiyotikler bakterilerin üremesini engelleyen ya da bakterileri öldüren kimyasal bileşiklerdir. Doğru yerde, doğru dozda, doğru zamanda kullanılan antibiyotikler büyük yararlar sağlarlar. Ancak; antibiyotikler bakterileri yararlı veya zararlı diye ayırt etmeden öldürürler. Meydanı boş bulan diğer mikroorganizmalar ise bu durumdan yararlanarak aşırı derecede ürerler. Bunlardan mantar ve mayaları, ayrıca Clostridium difficile isimli mikroorganizmayı sayabiliriz.
Uzun süren antibiyotik kullanımının ardından mantar ve mayalar üreyerek vücuttaki soruna ek olarak başka sorunların da meydana gelmesine yol açarlar. Mantar toksinleri de vücut için büyük sorunlar oluştururlar.
Clostridium difficile ise ortamda başka bakteriler kalmadığında üreme fırsatı bulur. Hayvanlarda ishal yapar. Bilinçsiz antibiyotik kullanımı yine burada devreye girer ve verilen antibiyotiğin ‘’işe yaramadığı’’ düşünülerek antibiyotik değiştirilir. Mantar ya da C. difficile daha da fazla ürer, durum şiddetlenir. Özellikle buzağılarda Clostridium difficile enfeksiyonları yaygın olup, kayıplarla sonuçlanabilir.
Her sorunun antibiyotikle halledilemeyeceğini bilelim ve uzun süreli, bilinçsiz antibiyotik kullanımının zararlı olabileceğini aklımızda tutalım.
Son olarak bakterilerin antibiyotiklere karşı silahlanabileceğini, direnç kazanabileceğini unutmayalım.
Göz ardı edilen bir sorun da antibiyotikler için harcanan paralardır. Sonuç alınamadığı halde denemeye devam etmenin hiçbir yararı olmaz. Önce doğru teşhis ve ona göre tedavi yönteminin seçilmesi gerektiğini bilmeliyiz. Doğru teşhis için ayrıntılı bir muayene ve bazen de laboratuvar tetkiklerinin gerekliliğini akıldan çıkarmamalıyız.
Uzun sürede sonuç alınamayan antibiyotik tedavilerinde ısrarcı olmayıp, başka sorunlarla durumun komplike olabileceğini de düşünmeliyiz. İşin en doğrusu ise; antibiyotik kullanımına neden ihtiyaç duyulduğunu her seferinde irdelemeliyiz.
Antibiyotik kullanımı koruyucu hekimlik, biyogüvenlik ve sürü yönetimindeki eksikliklerin, ihmallerin sonucudur. Bu ihmallere yer verilmezse antibiyotik kullanımına ihtiyaç duymayız. Ekonomik olarak da daha rahat oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.