Sosyal medyada bu aralar asrın felaketinden sonra en çok konuşulan, tartışılan ve tespit edilip ortaya konulan şey TOKİ Konutları.

Toplu Konut İdaresi’nin depremin vurduğu 10 ilde yaptığı 133 binin üzerindeki konutta, deprem sonrası yapılan incelemelerde bırakın hafif, ağır hasarı bir çatlak dahi olmadığı belirtiliyor ki, bunun bağımsız denetçilerde söylüyor.

Devletin, dar gelirli vatandaşları konut sahibi yapmak için kurduğu ve içine girdiği bu uygulamadan Türkiye’de şimdiye kadar binlerce TOKİ konut yapımı gerçekleştirildi.

Dar gelirli vatandaşlar bu konutlardan, kira öder gibi ödeme yaparak ev sahibi olabilmek için kuralara girip, şanslarını denediler.

Ancak bu asrın felaketi deprem gösterdiği TOKİ konutları sadece uygun fiyata konut sahibi olmayı değil, aynı zamanda sağlam yapısı olan evlere sahip olmanın da yolu olmuş.

TOKİ konutlarının sağlamlığını bir nevi test eden bu asrın afeti, doğal olarak TOKİ konutlarını da Türkiye’nin imar gündeminde birinci sıraya getirdi.

Bilindik, merkezi alanlardan uzaklarda yapılmasından dolayı eleştirilen, yükseklikleri bakımından eleştirilen ve küçümsenen TOKİ konutları bir nevi rüştünü ispatladı.

Sosyal medyada depremin acısını paylaşan vatandaşların, TOKİ konutları üzerindeki bu tespiti paylaşıp, ‘Konutları devlet yapsın’ demesinin de anlamı bu.

Peki TOKİ konutları neden bu depremde zarar görmedi derseniz bunun de tek açıklaması vardır, projeye bağlı, imar mevzuatına bağlı, mimar ve mühendislerin sözlerine bağlı şekilde yapılması.

Dahası, yapılırken değil yapımının her aşamasında TOKİ’den inşaat mühendisinin başında bulunması ve binanın yapımının projeye uygun şekilde yapılmasını denetlemesi.

Denetimin olduğu, kuralların uygulandığı, olması gerekenin yapıldığı yerde adına şimdi TOKİ deyin, sonra başka şey deyin, sonucu da belli sağlam ve sağlıklı binalar.

Tek amaç sağlam bina yapmak olunca böyle çalışması ve böyle çalışma sonuçları çıkması gayet doğal.

Tek amaç daha çok para kazanmak olunca da başka türlü çalışma ve çalışma sonuçlarının çıkmasın da gayet doğal.

Toplu Konut İdaresi’nden ve devletimden beklediğim bu acının bir daha yaşanmaması için beklediğim şey şu!

Şehrin merkezinde 1999 yılından önce yapılmış ve olası depremde yıkılma riske taşıyan bütün binalarla ilgili çalışmalar yapılsın.

Arsa değeri yüksek olan bu binaların yerine daha sağlam binaların yapılması karşılığında vatandaşlarla işbirliği içinde çözümler üretilsin.

Daha büyük can ve mal bedelleri ödenmeden projeler geliştirip, hayata sokarak asrın felaketi gibi bir felaketin önüne geçilsin.

Bu konuda yerel yönetimlerde organizasyon anlamında taşın altına eline koyabilir.

İl ve ilçelerindeki riskli alanları ve yapıları tespit edip, oradaki insanları bir araya getirip, yine TOKİ aracılığıyla il ve ilçelerinde daha sağlam yapıların oluşmasını sağlayabilir.

Bu projenin uygulamasından can olarak da, mal olarak da kazanan ülkemiz olacaktır.

Aklın yolu bir, sağlam binan yapmanın yolu da bir!