Eylül Ayça Karakuş
Yas tutulmayan ölümler vardır
Yas tutulmayacak olan ölümler vardır.Selasi verilmesi caiz degildir,agitlar yakilacak kadar yurekler yanmamıstır.Ölen sadece ölmüstür....
oylesine canlar yaktin,oylesine ahlar aldin ki giderken,bir avuc acip dua edecek kadar merhamet birakmadin bende.Son yolculugunda omuzlarda itinayla tasınırken gozyasimi dondurdum gozbebeklerimde,agiz dolusu iyi yolculuklar diledim tas kalbine.Degmedi kirpiklerim goz ucumda ki sana asik olan arsiz ruhuma.
Bu gidis farkliyidi biliyorum.Geri gelisi yoktu.Sen hic bir zaman gittigin yerden layikiyla dönmesini,zamaninda kapimi calan birisi olamamıstın ki.Dogana aykırıydı bu duzen zaten senin.Ya hep gec kalırdın ya da zamanınından once gelirdin.En son gelisini hatirlatti simdi boylesine boynu bukuk gidisin.Saat gecenin bilmem kaciydi.Saati hatirlayamayacak kadar derin uykumdaydim.Bir el gezindi boynumdan göğsüme...Gözümün önüne senden once bir kadın kokusu yayıldı egilip optügün tenime.İrkilerek kalktıgım yatagımın geldin oturdun bas kösesine.Uzun uzun ve anlamsizca baştan aşagı süzdün onca yıldır seninle olan kadının bedenini.Sanki ilk kez görmüs gibi,sanki ilk kez seslenirmis gibi.sanki ilk kez dokunurmus gibi...Ben sende ki bu garip sankileri cözmeye calısırken sen icini kemiren yüklerını kusmaya basladin tertemiz yatagıma.
Özürdilemek yetmeyecek ama ben senden özürdıliyorum.Baska kadınların kokusunu sana getirdigim,baska baska tenlerde elimi gezdirdigim,cogu geceleri is seyahatindeyim bahaneleriyle seni kandırdıgım,benim icin süslendıgin,hazırlandıgın sevismelere davet cikarttigin gecelerde seninle olamadigım icin cok özürdilerim.Sen benim bu hayatta tanidigim en muhtesem kadinsin,en degerli varliksin ama ben bi esseklik yaptim ve senin degerini bilemedim.Sende var olan her seyi gittim dısarıda ki yabanci oldugum hayatta aradim ben.Oyle anlar oldu ki tatmin oldugumu sandigim zamanlarda kıcımda ki dona kadar soyuldum,icki masalarinda yakısır kardesıme diyerek yureklendirildim,beni cezbeden yarı cıplak kadınların kahkahalarına gülünc konusu oldum,evimin rızkını bir geceye yağdırıp paramla övündüm...Yani senin anlayacagın sana koca olmak dısında,adam gibi adam olmak dısında her bi bok oldum.
Yıllardır tanıdıgım adama ne olmus Allah'ım derken aynı anda da kolumu sıkıyordum.Düşle gercek arasinda sıkısıp kalan seni gün yüzüne cıkarmak ıstiyordum.Tırnaklarim yeteri kadar yolmustu kolumun derisini.Canımın yanmasıyla irkilince anladım ki düs degil gercektin sen.Hesaplasman benimle gibi görünüyordu ama asıl savasın kendinleydi.Hic olmadıgın kadar gercek ve ne acı ki hic olmadıgın kadar adamdın bu gece.Suclu bir cocuk kadar korkak,aciz bir hırsız kadar ise beceriksizdin.
Cunku yasadiklarinin ve yasattiklarinin hesabinı veremeyecek kadar korkak,yüzümde ki en güzel gülüsleri caldıgın icin de hırsızdın sen.Seni dinkerken alnından terler sicim sicim yuzunden asagi süzülüyordu.Tuhaftir ama senden ilk kez o gun utanmıstım.Ben babamin alın terine sahitlik yapmistim bu yasima kadar.Onurdan,helal kazanctan,bilek yorgunlugundan ama helalinden akan terledi onlar. Ama senin akan her bir terin de utanc yatıyordu.O gun kıyamet kopacak heralde diye düsünürken bitkin sesinle "affet beni,hakkini helal et" diyerek konusmalarınla yorgun bedeninle uzandin boylu boyunca sabahlara kadar gelecegini oturarak bekledigim yatagima.Nerden bilebilirdim ki o gecenin gunahlarindan arınmak icin geldigini,nerden bilebilirdim ki ruhunu teslim edecegini,nerden bilebilirdim ki bu gamsiz,umursamaz,bencil adamin bu dunyadan göcüp gidecegini.? İcimde ciğ gibi buyuyen nefretimi bu iki suslu cumlelerle sogutamazdin ki... Af dilemek, affetmek bu kadar basit olmamaliydi degil mi?
Dumanli ve kasvetli bir gunde son gorevimi yerine getiriyorum simdi.Senin icin degil insanlik gorevim icin burdayim.Özurdilerim dedin ve benden bir af bekledin.Cıktıgın uzun yolculugunda sana son sozlerimi söylüyorum....
Cıktıgın yol yabancı oldugun hayatlara benzemez.Umarım karanliklar icinde ciktigin bu yolculugunda evin kapisini cekip gittigin kadar heyecan yaratiyordur sende.Hani ozurdiledin ya benden.... Bak ne diycem sana?
Gittigin yerin geri dönme telafisi olmadigi kadar özrünün de telafisi yok.
Bir yagmur sonrasinda yası tutulmayan,agitlar yakilmayan bir cesetsin sen....
Yolun acik olsun,gittigin yerler en az senin bana ısık oldugun kadar aydınlık olsun.
Unutmadan bir de gittigin diyarlar da senin gelmeni bekleyecek ben gibi aptal da yok.
Merhamet yoksunu ruhun,sana dost olsun...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.