Yasal Çerçeve ve Kapasite Geliştirme Projesi çalıştayı İzmir'de yapıldı!

Yasal Çerçeve ve Kapasite Geliştirme Projesi çalıştayı İzmir'de yapıldı!

Yasal Çerçeve ve Kapasite Geliştirme Projesi kapsamında düzenlenen çalıştay, İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy ve Vali Yavuz Selim Köşger’in yanı sıra, akademisyenler, STK temsilcileri ve kamu görevlilerinin katıldığı programla başladı.

İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy, sivil toplum kuruluşlarının önünü açmak ve daha rahat çalışmalarını sağlamak amacıyla yürüttükleri çalışmaların yanında, bu salonlarda verilen katkıların ve işin içinde olan insanlardan gelen önerilerin de çok kıymetli olduğunu söyledi.

İki gün sürecek çalıştay boyunca elde edilecek verileri Ankara’da değerlendireceklerini kaydeden Bakan Yardımcısı Ersoy, “Hem dernek mevzuatı açısından hem yardım toplama kanunu açısından hem de çalışma usulleri, dijitalleşme ve gönüllülük gibi konularda katkıları aldıktan sonra Ankara’da ayrı bir değerlendirme yapacağız ondan sonra bu tekliflerin yasallaşma sürecini ilgili mercilere sunacağız. Emniyetteki bir dernekler masasını alıp bugünlere gelmiş, Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğünü kurmuş ve illerde il müdürlüklerini oluşturmuş bir yapıya kavuştuk. Her geçen gün gönüllü çalışmalarının, sivil toplum kuruluşu çalışmalarının ne kadar önemli olduğunu çok daha iyi idrak eder hale geldik. Yaşadığımız ağır felaketlerde, kamu kurum ve kuruluşlarının, AFAD organizasyonunda birlikte çalışmasının ne kadar önemli olduğunu gördüysek, bizim boşluklarımızı sivil toplum kuruluşlarımızın ve gönüllü kuruluşlarımızın ne kadar güçlü bir şekilde doldurduğunu da gördük. O anlamda, İzmir’de yaşadığımız depremde de ‘iyi ki varlar’ dedik.” ifadelerini kullandı.

03.jpg

“STK’ların Devletle Hareket Etmesinin Ne Kadar Önemli Olduğunu Gördük”

Zor zamanlarda STK’ların öneminin daha iyi anlaşıldığını vurgulayan Bakan Yardımcısı Ersoy, “Birlikte çalışmanın devlet millet el ele devlet millet dayanışmasının en güzel örneğini gösterdiğimiz alanlarda ‘İyi ki var’ dediğimiz kuruluşların hem toplum için hem bizler için hem kamuoyunun doğru bilgilenmesi bakımından hem birtakım istismarlarının önüne geçilmesi bakımından, bütün gelişmelerin canlı şahidi olarak yanımızda bulunmalarının ve bizimle birlikte hareket etmelerinin ne kadar önemli olduğunu hep beraber görüyoruz. Hafta sonu yine sel bölgesindeydik. Orada 11 Ağustos’tan bu yana devam eden çalışmalarda, gönüllerimizin, sivil toplum kuruluşlarımızın; insanlarımızın bu ağır şartlarda ve acılı günlerinde ne kadar güçlü bir performans gösterdiklerine hep beraber şahit olduk ve bundan çok büyük memnuniyet duyduk. Bu vesileyle sel felaketinin olduğu günden bu yana yaraların sarılması için bölgede bulunan İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu’nun da hepinize selam, sevgi ve başarı dileklerini iletiyorum. Cenab-ı Allah bir daha böyle felaketler vermesin. İnşallah İzmir depreminden bu yana yaşadığımız felaketlerdeki kayıplarımız son kayıplarımız olsun. Onlara rahmet diliyoruz.” dedi.

Türkiye’deki STK’ların Uluslararası Faaliyetlerine Övgü

Türkiye’nin, her türlü felakete her zaman hazırlıklı olması gerektiğini dile getiren Bakan Yardımcısı Ersoy, “Bu anlamda hem bu çalışmalarımızda hem diğer alanlardaki çalışmalarımızda, Türkiye’nin demokratikleşmesi, sivilleşmesi daha katılımcı bir demokrasiye sahip olması noktasında vereceğiniz desteklere, Türkiye’nin özellikle uluslararası alanda yaptığı operasyonlarda, şefkat eli olarak dünyanın bütün darda kalmış insanlarına bütün mazlumlarına ulaşmasında çok büyük katkıları olan bütün sivil toplum kuruluşlarımıza teşekkür ediyoruz. Gerçekten bugün uluslararası alanda marka olmuş, güçlü şekilde ülkemizi temsil eden, Afrika’nın susuz bir köşesinde bir Türk bayrağı altında çeşme kurmaya çalışan sivil toplum kuruluşlarımız var. Savaşlardan bunalmış, barınacak yeri, yiyecek aşı kalmamış insanlara, hayatımız boyunca hiç tanımadığımız, bir kere daha karşılaşmayacağız insanlara yardım etmek amacıyla hareket eden, Haiti’den Şili’ye kadar yaşanan ağır felaketlerde, onların yanında olmak isteyen, tam da ‘insanlık nedir, nasıl olmalıdır?’ sorularının en ağır şekilde sorulduğu ortamda, bizim sivil toplum kuruluşlarımızın orada var olması, insanlık adına göğsümüzü kabartıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Sivil toplum kuruluşlarının çalışma şartlarını daha iyi hale getirilebilmek üzere düzenlenen çalıştayda bir araya geldiklerini anımsatan Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy sözlerine şöyle devam etti: “Akademisyenlerimize, bürokratlarımıza, bu toplantıyı anlamlı hale getiren sivil toplum kuruluşlarının değerli temsilcilerine canı gönülden teşekkür ediyorum. Çalışmalarımızın hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. Daha güçlü STK, daha güçlü, daha katılımcı, daha demokratik Türkiye için vereceğiniz tüm desteklere minnet ve şükranlarımı sunuyorum.”

00-001.jpg

Vali Köşger: “Türkiye’de Sivil Toplum Giderek Olgunlaşıyor”

Vali Yavuz Selim Köşger de memuriyet hayatına dernek denetçisi olarak başladığını ve bu yüzden toplantıyı kendisine daha yakın bulduğunu belirterek, “Türkiye çeşitli aşamalardan geçerek bugünlere geldi. Yaşımız itibarıyla Türkiye’nin geçtiği bazı aşamaları hatırlıyoruz. 1980 öncesi Türkiye’nin dernek görünümlü birtakım oluşumlardan çektiği sıkıntılar sebebiyle, 12 Eylül Anayasası’nda, dernekleri zapturapt altına almak amacıyla birtakım hükümler konmuş ve 2908 sayılı Dernekler Kanunu çıkarılmıştı. Türkiye, giderek olgunlaşıyor. Bu alanda da gelişmeler kaydediliyor. Zapturapt altına alınması gereken bir oluşum gözüyle bakılan derneklere, şimdilerde devletimiz ve bakanlığımız, birtakım faaliyetlerle ve projelerle, maddi destekler sağlıyor, seminerlerle ve toplantılarla sivil toplum kuruluşlarımızı çeşitli alanlarda eğitmeye çalışıyor. Olması gereken budur.” diye konuştu.

“Örgütlü Toplumun Geldiği Nokta Memnuniyet Verici”

Örgütlü toplumun, demokratik toplumların vazgeçilmez unsurlarından biri olduğunun altını çizen Vali Köşger, “Menfaat gruplarının, çeşitli baskı grupları oluşturup, kendi alanları ile ilgili birtakım konuları örgütlü bir şekilde karar alıcılara ulaştırmaları gerekiyor. Bu anlamda Türkiye oldukça mesafe kat etti. Önce dernekler dairesi emniyet bünyesinde çalıştırıldı. Daha sonra İçişleri Bakanlığı Dernekler Daire Başkanlığı hayata geçirildi. Bugünkü geldiğimiz örgütlü toplum seviyesi itibarıyla da oluşum Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğüne dönüştü. Gayet iyi gelişmeler oluyor. Biz de taşrada bu genel müdürlük marifeti ile bakanlığımızın faaliyetlerini yerinde tatbik ediyoruz. Bu vesileyle gelinen noktadan duyduğum memnuniyeti ifade etmek isterim.” dedi.

“Gönüllülük İşi Olan Dernekçiliğe Gereken Rehberlik Sağlanıyor”

Dernekçiliği fahri bir iş olarak nitelendiren Vali Köşger şunları söyledi:

“Dernekçilik bir gönül işi, fahri bir iştir. Bu anlamda onları sıkıntılı bir grup olarak görmek yerine, farkındalığı yükseltip mevzuat çerçevesinde yapmak istedikleri işleri, herhangi bir sıkıntı olmadan yapmalarını temin etmek ve kendilerine rehberlik etmek gerekir. Bakanlığımız ve genel müdürlüğümüz de gereken rehberliği sağlıyor. Gönüllülük esasına dayanarak yapılan bir işin üzerine sıkıntılı şekilde gidilirse insanlar caydırılmış ve cezalandırılmış olur. O da demokratik toplumların vazgeçilmez unsuru olan işleyişi ve toplumun gelişmesini engeller. Bugün burada yapılan işi takdir ve tebrik ediyorum. Bakan Yardımcımız Mehmet Ersoy’a, bakanlık bürokratlarımıza ve burayı teşrif eden herkese hoş geldiniz diyorum.”

Yasal Çerçeve ve Kapasite Geliştirme Projesi Çalıştayı; Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürü Erkan Kılıç ve İl Sivil Toplumla İlişkiler Müdürü Turgay Esen’in içerikle ilgili konuşmalarının ardından, sivil toplum mevzuatına ilişkin mevcut durum analizi ve mevzuat önerilerinin paylaşıldığı sunumlar ile devam etti.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.