İzmir Yeminli Mali Müşavirler Odası Başkanı Şadi Çetin konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada “Son yıllarda vergi affı ve benzeri kanunlar neredeyse hemen hemen her yıl çıkarıldı. 2014 yılında 6552 Sayılı Kanun, 2016 yılında 6736 Sayılı kanun, 2017 yılında 7020 Sayılı Kanun ve 2018 yılında 7143 Sayılı Kanun yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bu durum, mükellefler nezdinde, nasıl olsa yine çıkar şeklinde sürekli bir alışkanlık ve beklenti yarattı. Hazine ve Maliye Bakanı yeni ekonomi programını açıklarken; vergi, prim ve diğer kamu alacakları için yapılandırma ya da bu kapsamda borç ötelemesi gibi bir uygulamanın kesinlikle yapılmayacağının altını çizdi. Bu tespit ve değerlendirmeyi son derece doğru ve yerinde buluyoruz.

Diğer taraftan Sayın Bakan, YEP kapsamında vergi istisna, muafiyet ve indirimlerin yeniden gözden geçirileceğini ifade etmiştir. Bu kararı da son derece doğru ve yerinde buluyoruz. Bilindiği üzere; vergi istisna, muafiyet ve indirimleri teknik olarak birer vergi harcamasıdır. Vergi harcamaları, vergi sistemi yoluyla devletin vazgeçtiği gelir olarak tanımlanıyor. Bu harcamalar vergi sisteminde istisna, muafiyet, vergi ertelemesi, düşük vergi oranı şeklinde ortaya çıkan ve vergi kaybına yol açan uygulamalardır.

Yine YEP kapsamında Hazine ve Maliye Bakanı vergisel açıdan aşağıdaki tespit ve değerlendirmeler de bulunmuştur. Gayrimenkuller gerçek değeri üzerinden vergilendirilecek. Tapu harcı ve emlak vergileri gerçek değerler üzerinden alınacak. Bakanlık merkezinde büyük vergi veri analiz merkezi kurulacak, bu yolla yakın izleme sağlanarak kayıtdışılık ile mücadele edilecek.

İleri analitik teknikler kullanılarak, tahsilat ve denetimlerde verimlilik artırılacak. Vergi sistemini daha adil hale getirmek için vergiyi tabana yaymak ve dolaylı vergilerin payını azaltmak yönünde çalışmalar yapılacak. Yukarıdaki hedeflerin hayata geçirilebilmesi halinde, kuşkusuz Türk vergi sistemi daha adil bir hale gelecektir.” dedi.