Türkiye’nin siyasi hayatında 31 Mart’ta yapılacak olan yerel seçimler gündem.

Bütün siyasi partiler ve siyasetçiler de bu gündemin peşinden gidiyor, planlamalar yapıyor, projeler hazırlıyor ve seçime girebilmek, aday gösterebilmek, kazanabilmek için çalışıyor.

Yerel seçimleri, genel seçimlere göre kıyasladığınızda bir bakımdan ondan daha önemli, bir bakımdan da ondan daha önemsiz kabul edebilirsiniz.

Bu yaşanan genel seçimlerin sonucu, yaşanacak yerel seçimlerin sonucuna da göre değişkenlik gösterir.

31 Mart’ta yapılacak yerel seçimler, Genel Seçimlerinden önüne geçmiş durumda.

Yaşananlardan dolayı değil!

Yaşanacak olanlardan dolayı!

Yerel seçimlerin tarafında genel seçimleri kazanarak ve dağılmayarak çıkan bir Cumhur İttifakı var, diğer tarafından ise genel seçimleri kaybederek, kendi içinde değişimler yaşayarak, kurdukları Millet İttifakı dağıtan bir durum var.

İyi Parti’nin yerel seçimlerde kendi adayını çıkarma kararıyla başlayan süreç siyaseten yeni olsa da aslında yeni bir süreç değil.

Hatırlarsanız Genel Seçim öncesi ittifak masasından kalkan İyi Parti, aynı masaya zorla gelen İyi Parti genel seçimlerde âdete yok denecek kadar çalışma gösterin İyi Parti, zorla kaldığı, kalmak zorunda kaldığı ittifakın içinden çıktı.

Dağılan Millet İttifakı’nın en büyük ortağı CHP’nin, ittifakta yüzde 1 bile oyu olmayan ittifak partilerine verdiği milletvekilliği sayılarıyla olan rahatsızlığı ise her ne kadar seslendirmeseler de, yüzde 1 oyu bile olmayan ittifak ortağı üç partinin de ittifakta bir şekilde artık olmayacağını gösteriyor.

İstanbul, Ankara, İzmir vb büyükşehir başta olmak üzere seçimlerin hangi partinin, hangi adayın kazanacağı işte bu durumda yerel seçimi, yerel seçim olmaktan çıkartıyor.

CHP’nin elinde tek alternatif olarak DEM partisiyle, daha önce ittifakta olduğu gibi masa altında değil, masa üstünde ittifak yapmaktan başka çaresi kalmaması ise CHP içinde, CHP seçmeni içinde çok zor bir süreci de beraberinde getirdi.

Türkiye’nin siyasi tarihinin hatırlarsanız Bülent Ecevit’in CHP’den ayrılıp DSP’yi kurmasıyla başlayan süreçte CHP genel seçimlerde meclis dışında kalan partilerden birisi haline getirmişti.

Birileri CHP’de değişen bir şey dese de, ben bu yerel seçimlerden sonra CHP’de çok şeyin değişebileceği düşüncesindeyim.

CHP’de değişimin başı ve kilit ismi olarak bilinen, bugün Özgür Özel’in CHP Genel Başkanı olmasının en büyük kaynağı olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP adayı olarak girdiği yerel seçimlerde kaybeden olarak çıkarsa neler olur?

Sizin aklınıza neler gelir bilemem ama aklımdakini söyleyeyim.

Ekrem İmamoğlu yerinde, konumunda, gücünde siyaset yapan bir siyasetçi olsaydım, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını CHP Genel Başkanlığına tercih ederdim.

Bu tercihi yapabilmek için da çalışırdım!