AK Parti İzmir kurmayları, meclis üyeleriyle dün İzmir Körfezi’ne yelken açtılar.

Yelken derken, öyle ahım şahım bir yelken değil. Lafın gelişi yelken diyorum, bildiğiniz tekneyle İzmir Körfezi’ne girdiler.

‘İzmir Körfezi’nde yüzülecek, İzmir Körfezi mavi olacak, İzmir Körfezi’nde tutulan balık yenecek’ diyenlerin dedikleri gibi bir deniz var mı ona bakmaya çıktılar.

Normal şartlarda deniz dediğiniz mavi olur, ondandır en temiz olan yere de mavi bayrak veriler. ‘Burada yüzülür, burada gezilir, burada dinlenilir’ dercesine.

İzmir Körfezi’nde görünen manzara ise hem onları şok etti, hem de ziyaretlerine davetli olan biz basın mensuplarını.

İzmir Körfezi maviyi bırakın, yeşilin bin bir rengine sahipti.

Teknenin kürekleri suya girdikçe, suyun pisliği suyun üstüne çıktıkça, körfezin içler hali durumu da görüntülere yansıdı.

Konu İzmir ise, konu İzmirliler ise, konu İzmir Körfezi ise, bu konuda duyarsız kalmak da pek mümkün olamıyor.

Bilirinin kayığını binerek İzmir Körfezi’nin bu hallerini göreceğimize, İzmir Körfezi’ne dağların tepesinden, uzaklardan bakın, ne güzel ‘Mavi’ demeyi tercih ederdim.

Uzaktan yanılgı, yakındaki hayal kırıklığından daha iyidir.

Sözü özü, İzmir Körfezi batmış halde. İzmir Körfezi bitmiş halde. İzmir Körfezi kirlilikten ölmüş halde.

Mavi olması için yapılan onca mücadele ve onca paralar da boşa gitmiş halde.

Her yerel seçim öncesi duyduğumuz ‘İzmir Körfezi’nde yüzülecek sözlerinin artık ne bir anlamı, ne de bir inandırıcılığı kalmadı maalesef.

İzmir Körfezi bugün mavi değil, yeşil, yarın hangi renk olur bilinmez.

Kaybeden maalesef yine İzmir, yine İzmirli!