Yaz ayları gelince, kış aylarında neler olduğu veya neler olmadığı daha net anlaşılıyor sanırım.

Kış aylarında sıcak evlerinden, sıcak ofislerinden çıkamayan ama sıcak işlerin, akçeli işlerin, çıkarcı işlerin peşinde olanlar, yazın güneşin daha fazla görünmesiyle kabak gibi ortaya çıkıyorlar.

Yaz aylarının sıcaklığından herkesin gittiği iki yer vardır!

Birincisi yaylalara, dağlara çıkıp serinliği yükseklikte aramak, ikincisi denizin dibine dibine gidip serinliği sularda aramak.

İster yükseğe çıkın, ister alçaklara inin kanunsuz işleri, kanuna rağmen işleyen işleri görmemek elde değil.

‘Oha’ dediğiniz, ‘Çüş’ dediğiniz, ‘Hukuk nerede?’ dediğiniz, ‘Adaletin bu mu dünya?’ dediğiniz işler, yazın hevesini, neşesini, enerjisini alıp götürüyor.

Türkiye’de bir Kıyı Kanunu var!

Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye’nin Kıyı Kanunu der ki, ‘Kıyılar’ bilmem kaç metreye kadar kamuoyunundur.

Nokta.

Kıyı Kanunu sanki Türkiye Cumhuriyeti’nin kanunu değil, sanki Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devleti değil, sanki Türkiye Cumhuriyeti’nde denetim yapacak, şikayet edecek, yargılayacak, yıkacak, engelleyecek hiçbir makam, hiçbir güç yokmuş gibi kıyılar Allah’a emanet.

Kışın yapılanlarla yazın, yazın yapılamayanlarla da kışın kıyılar bitti, bitiyor, bitecek gibi.

Türkiye’de yıl, insan sayısı çoğaldıkça maalesef insanların Kıyı Kanunu’na bağlı olarak girecekleri deniz kıyıları da tam tersi azalmaya devam ediyor.

Birilerinin para kazanma düşüncesinin, kazanırken kazandıran düşüncesinin, kıyıları bundan 20-30 sene sonra yok denilecek hale getireceği düşüncesindeyim.

Güzel ülkemizde öyle bir hal olacak ki, karadan kalanlar, kıyılarda kalanlarla denize girebilmek için adeta savaş yapacak.

Sözlü savaş, fiziki savaş, mücadeleci savaş!

‘Su Dünyası’ filmini hatırlayın orada kara bulmak, toprak bulmak için mücadele vardı. Tam tersini ‘Kara Dünyası’ filmini düşünün.

Kıyılardaki belediyeler kendi kasalarına daimi kazanç kapısı elde edebilmek için, merkezdeki makamlar ülkeye turizm geliri elde edebilmek için, Kıyı Kanunu’na görmemezlikten gelir, etkisiz Kanun Maddesi olarak görmeye devam ederlerse, onların çocuklarının çocukları işte bu savaşın içinde ölüm, kalım mücadelesi içinde olacaklar.

Bugünü görmeyenden, yarını görmesini beklemiyoruz ama zekası olanın tahmin gücü yüksektir.

Senaryosunu şimdiden hep birlikte yazdık.

2050’den sonra vizyona girer.

Kıyı savaşları!