YKS sürecinde adayları neler bekliyor? İşte yanıtları
Bir süredir kamuoyunun gündeminde olan ve milyonlarca üniversite adayının heyecanla beklediği üniversiteye geçiş sınavı, yeni adıyla Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS), YÖK tarafından duyuruldu
Yeni sistem veli ve adayların aklına “sınavı kazanmak zorlaştı mı, kolaylaştı mı?” sorusunu getirdi. Sistemle ilgili açıklamalarda bulunan Altınbaş Üniversitesi Rehberlik Koordinatörü Murat Acet, “Yeni uygulamalar ve değişiklikler yanında önceki bazı uygulamaların (OBP- Baraj uygulaması gibi) aynen korunduğu YKS, eğitim camiasında büyük oranda 2006-2010 yılları arasında uygulanan üniversite yerleştirme sürecine benzemesiyle bir nostalji etkisi yaşattı desek yanlış olmayacaktır.” dedi.
Murat Acet, yeni sistemin artıları ve eksilerini değerlendirirken, adayları nasıl bir sürecin beklediğini de anlattı:
Sınavlar aynı gün 2 oturum halinde gerçekleştirilecek
“YKS ile birlikte YGS-LYS ayrımı kaldırılarak sınavların aynı gün iki oturum halinde gerçekleştirilmesi kararlaştırıldı. YGS-LYS sisteminin en çok eleştirilen yönü iki sınav arasındaki yaklaşık 3 aylık süre idi. Bu süreçte özellikle YGS’si beklentisinin altında geçen birçok öğrenci hem okullarından hem de sınava hazırlık çalışmalarından uzaklaşarak motivasyon kaybı yaşıyor, sonuçta kaygı düzeyleri artarak sınav başarıları düşüyordu. Yeni sistem (YKS), aynı günde iki oturumla bu olumsuz durumun önüne kısmen geçecekmiş gibi görünse de sınavlara hazırlığın sadece bilgi düzeyinde değil psikolojik olarak da iyi yönetilmesi gereken bir süreç olduğu gerçeğini sürdürüyor.
YKS yapı ve içerik olarak aynı gün uygulanıp tamamlanacak. Temel Yeterlilik Testi olarak adlandırılan ve tüm adayların gireceği sabah oturumu, Türkçe ve Temel Matematik’ten 40’ar sorunun sorulacağı ve genel yerleştirme puanlarına %40’lık katkı sağlayan bir özellik taşımaktadır. YKS’nin ikinci oturumu ise, 40’ar soruluk 4 testten (Türk Dili ve Edebiyatı – Coğrafya - 1- Sosyal Bilimler - Matematik ve Fen) oluşacak ve genel yerleştirme puanlarının oluşumuna %60 oranında katkı sağlayacak. Bu testlerde yer alan ders sayısının fazlalığı buna karşılık soru sayılarının azlığı lisans yerleştirmelerinde zaten uzun süredir tartışılan nitelik problemini bir kez daha gündeme getirecek gibi görünmektedir. İkinci oturum testleri, adayları sadece tercih etmek istedikleri program ve bölümlerin derslerine yönlendirmesi nedeniyle bir sınırlılık taşımakta hepsinden önemlisi öğrencilerin ortaöğretimde bu derslere olan motivasyon ve ilgilerinin düşmesi riskini taşımaktadır.
Puan türleri azaltıldı
YKS’nin en önemli yeniliklerinden biri de YGS-LYS sonuçlarında elde edilen 18 puan türünün azaltılarak 4 puan türüne ( Sözel- Eşit Ağırlık- Sayısal- Dil) düşürülmesidir. Öğrenciler tarafından kolay anlaşılması ve sistemin sadeleştirilmesi açısından olumlu ancak yerleştirme sürecinde puan aralıklarında yaşanması muhtemel yoğunluk açısından bazı sıkıntılar oluşacaktır. YÖK’ün programların puan türlerini açıklamamış oluşu, bazı program ve bölümlerin yeterlilikler açısından çeşitlilik göstermesi daraltılan bu puan türleri sığmayacakmış gibi görünüyor. Örneğin “Psikoloji bölümü sözel mi, eşit ağırlık mı olacak?” türünden birçok bölümü ilgilendiren soru, hem adayların sınava hazırlık hem de tercih stratejilerini yakından ve doğrudan ilgilendirmektedir.
Barajlar korundu
YKS, ikisi bildik biri oldukça yeni ve radikal bir baraj uygulamasıyla sunuldu. Önlisans ve özel yetenekle öğrenci alan programlar için Birinci Oturum Temel Yeterlilik Testi (TYT) Puanının en az 150, lisans programları için 180 ve üzeri olması gerekmektedir. TYT Puanı 200 ve üzeri olan adayların puanları arzu ederlerse bir sonraki yıl için geçerli olacak. Bu uygulama tekrar eden yıllarda sınava giren öğrenci sayısını düşürse de, her yıl sınav sorularının zorluk / kolaylık derecesinin değişmesi bu uygulamanın her yıl bir önceki yılla kıyaslanmasını ve sorgulanmasını beraberinde getirebilir.
OBP Uygulaması Aynen Devam Ediyor
YGS-LYS sistemin en tartışmalı ve güvenirlilik açısından sorgulanan OBP (Ortaöğretim Başarı Puanı) uygulamasında yeni sistemde (YKS) herhangi bir değişikliğe gidilmemiştir. Objektif kriterlere dayanmadığı için birçok öğrencinin yerleştirme sürecinde sıralarını ve tercihleri değiştiren bu uygulama yeni sistemde de en tartışmalı konuların başında gelecektir.
Genel hatlarıyla özetlediğimiz YKS tartışılmaya, konuşulmaya, YÖK’ün önümüzdeki günlerde yapacağı açıklamalarla gündem oluşturmaya devam edecek gibi görünüyor. Çünkü geçen yıl sınavlara dahil edilen açık uçlu sorular, programların puan türleri, alan testlerinde yer alan derslerin soru sayıları gibi süreci doğrudan etkileyen ve sistemi açıklayan bir çok konuya daha net açıklamalar getirilmedi.
Tüm bu gelişmelerin yanında "Sınavın YGS-LYS’den daha kolay olacağına dair ilk izlenimler, mevcut üniversite öğrencilerinin yeniden sınava girme eğilimlerini artırarak belirli oranda bir yığılma oluşturur mu?" ya da "Mevcut öğrencilerin yeniden bir tercih hakkı modeline dayanan (EK-1 Madde) yatay geçiş süreçlerinin yeni sisteme uyarlaması nasıl olacak?" gibi sorular da cevabı aranacak sorular olarak sırasını bekleyecektir.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.