Seçimlerden sonra bütün kamuoyunun yaptığı gibi gözümüz, kulağımız ve fikrimiz belediyelerin üzerinde.

Belediye Başkanı Adayı iken, belediye başkanı olanların üzerinde.

Seçim öncesi söylenenlerle ile seçim sonrası yapılanlar üzerinde.

Yok'u var edenlerle ile 'Var'ı yok edenlerin üzerinde.

Belediye Başkanlığı yapmak, yerel yöneticilik yapmak dünyanın en zor işlerinden birisidir.

Ancak bu zor işi bile isteye başkanlığa talip olanların, zorluklardan şikayetçi olmaya zerre hakları yoktur.

Seçim öncesi ne söyledilerse, vaat ettilerse, seçim sonrası da ama az, ama çok sözlerini yerine getirmek zorundalar.

Dedilerse, 'Şöyle şehirler, şöyle sokaklar, şöyle mahalleler, şöyle denizler, şöyle parklar, şöyle sosyalleşmeler, şöyle kültürel etkinlik vs.' işte onları yapmak zorundalar.

Ama az, ama çok!

Seçmen, söylenenlerin yapılmasının azına ve çoğunu bakmaz.

Onun için önemli olan hiç yapılmaması, sağır gibi davranılması ve sözlerin unutulmuş olmasıdır.

Onun da ne azını kabul eder, ne çoğunu.

Verdiği iradeyi aklında iradesiz ilan eder.

Bazen iyi yaptıkları, elindekinin en iyisini yapabildikleri için övgüyle bahsedilen belediye başkanları olduğu gibi bazen de elindekini de hiç edip, 'Yok' edebiyatına sığınan belediye başkanları oluyor.

Dünya kuralı hiç bir şey yoktan var olmaz, vardan da yok olmaz.

Yoktan 'Var' eden belediye başkanlarına ve onların idaresinde yaşayan şanslı seçmenlere selam olsun.

Varları yok eden, yokların yokunu söylemek zorunda kalan belediye başkanlarına ve onların idaresinde yaşayan şansız seçmenlere de selam olsun.

Tam bir yıl önce bugünlerde!

Nelere dikkat etmediysek, neleri dikkate almadıysak, kimin neyine ve nesine kanıp, inandıysak, şimdilerde haklı veya haksız durumda kaldıysak sonuç belli.

Her oy bir oydur!

Ama her oyun aynı oyun değildir!

Vesselam!