Mutlu Çakır
YOLLAR YÜRÜMEKLE AŞINIR MI?
9. Cumhurbaşkanı Demirel “YOLLAR YÜRÜMEKLE AŞINMAZ” derdi.
Günlerdir, ülkenin Ana Muhalefet Partisi lideri yürüyor. Elinde ADALET yazan bir pankart var. Ankara’dan İstanbul’a doğru günde 10-15 km yürüyor. Yürüyüşün, zamanlaması, güzergahı ve daha pek çok şeyi tartışılabilir belki ama tartışılmayacak olan şu ki, bu eylem küçümsenecek, yok sayılacak bir şey değil. Bu sıcakta, bu kadar km yol yürümek, herkes için adalet için yürüyorum demek, son dönemlerde etkisiz olmakla suçlanan muhalefetin gerçekleştirdiği, ses getiren bir eylem olarak, şimdiden tarihe geçti.
AKP’den bu eylem hakkında yapılan açıklamalardan çıkan sonuç, bu durumdan rahatsızlık duyduklarını ama eleştirmek dışında da sistemli bir engelleme içinde olmadıklarını gösteriyor. Bu demokratik olgunluk, çok değerli. Bütün demokratik eylemlerde de aynı duyarlılık gösterilse, ülke demokrasisi gerçekten ileri gider.
Başbakan Yıldırım, “Niye yürüyor ki, binsin hızlı trene gitsin” şeklinde kendi üslubuyla olaya yaklaşırken, AKP Genel Başkanı sıfatıyla konuşan Erdoğan’ın “Yürüyerek , sokakta adalet aranmaz” yönünde oldu. Bu süreçte en sert tepkiler, diğer muhalefet partisi MHP’den geldi. İktidar partisi bile konuya ölçülü yaklaşırken, Bahçeli’nin “Ya İstanbul’dan da bir grup yürümeye kalkarsa, ya bu iki grup karşılaşırsa” diye başlayan ve “Akılsız başın cezasını, ayaklar çeker” le biten ve hükümet başkanını kat be kat aşan sert tepkiler vermesi şaşırtıcı.
Bir ülkede, en çok oyu alan 2. Parti, sokağa dökülüp “adalet” arıyorsa, bu dünyanın her yerinde haber değeri olan ciddi bir olaydır. Başta, adalet bakanı olmak üzere, Başbakanın, bu konu üzerinde düşünmesi gerekir. Yargı reformları, yargıya güveni arttırmıyorsa, yargıya güven her geçen gün erozyona uğruyorsa, hukuka aykırı karar verenler, sonrasında mevki ve makamlarla ödüllendiriliyorsa, hakim savcı sınavlarında adaylar, partili referans bulamadıklarında mülakatı geçemeyiz kaygısındaysa, YARGI BAĞIMSIZ deyip, iktidar kenara çekilemez. İKTİDAR Sorunu çözmek zorundadır.
İnsanlar, aç veya susuz yaşayabilir. Yoksulluğa tahammül edebilir ancak, adaletsizliğe katlanamazlar. Kitlelerin hukuka güveni acilen yeniden onarılmalıdır. Bu hususta, yollardaki muhalefet partileriyle işbirliği de yapılmalıdır. Adalet sisteminin alternatifi yoktur. İktidar sözcüleri de hukuktaki sorunları biliyor olmalılar ki; 15 Temmuzdan bu yana binlerce Hakim ve Savcı meslekten atıldı.
Yargı bağımsızlığı, ADALET, devletin temelidir. Demokrasiyi yıkmaya, hükümeti devirmeye kalkanların, sokaklara çıkan insanlarca önlendiğini unutmayın, adalet de sokaklarda aranabilir. Şiddet içermeyen, demokratik bir tepki ve anayasal bir haktır bu.
Son söz: Yollar yürümekle aşınmaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.