Zeybekci: "İzmir’in şehirler yarışına girmesi gerekiyor"
İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Nihat Zeybekci: "Bir amelenin çocuğu milletvekili, bakan olduysa, gençler asla kendinize mazaret çıkarmayın”
Genç Liderler Zirvesi’nde konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Nihat Zeybekci, bakanlık döneminde önemli proje ve toplantıları İzmir’deki bir takım sıkıntılardan dolayı gerçekleştiremediklerini belirterek, “Altyapılarıyla, üst yapılarıyla turizme, sanayiciye yatırımcıya sunduğu serbest bölgeleriyle bütün bunları kendi çeyizi olarak öne koyup da dünyaya kendini sunabilen şehirler yarışıyor. İzmir’in şehirler yarışına girmesi lazım. Koskoca Anadolu’ya ve coğrafyaya sırtını dönen bir İzmir değil. İzmir Anadolu’yu kucaklayarak bir çeyiz gibi Anadolu’nun zenginliklerinin tamamını güç olarak kendine yükleyecek ve dünyada şehirler yarışına girecek” dedi.
İzmir Kalkınma Ajansı ve Vakıf Katılım Bankası desteğiyle, Genç Liderler Zirvesi Tertip Heyeti tarafından Swiss Otel Grand Efes’te gerçekleştirilen zirve, özel sektör yöneticileri ile gençleri bir araya getirdi. TRT Spikeri Emre Şimşek’in sunuculuğunda gerçekleşen zirvenin açılış konuşmasını yapan Genç Liderler Zirvesi Komite Başkanı Ali Köstepen, "Gençlerimizin emin adımlarla ilerleyebilmesi için kendi yeteneklerini, mevcut potansiyellerini ortaya çıkarması gerekiyor. Tarihimize baktığımızda birçok gencin, tarihi değişim ve dönüşüm noktasında birçok başarıya imza attığını görmekteyiz. Fatih Sultan Mehmet, 21 yaşında İstanbul’u fethetmiştir. Osmanlı zamanında birçok kumandan da pek çok başarıya imza atmıştır. Girişimciler yetiştirmemiz, kendi işini kurabilen başarılı gençleri yetiştirmemiz gerekiyor. Biz bu kapsamda bu zirveyi tertip ettik” diye konuştu.
Zirvede konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Nihat Zeybekci, gençlere tavsiyelerde bulunarak, babasıyla yaşadığı bir anıyı anlatarak, “Sizler bizim geleceğimizsin, ümidimizsiniz. Bir daha asla bu yaşta olmayacaksınız, bu günde olmayacaksınız veya yeni mezun olmayacaksınız, 21-22 yaşında olmayacaksınız. Bu zamanlar çok hızlı gelip geçecek. Siz bile şaşıracaksınız. Geçmiş yıllarda o zamanlar siyah beyaz yayın yapan TRT televizyonu vardı. Akşamüzeri 8 haberleri ile açılır gece saat 12.00’de kapanırdı. İstiklal Marşı ile son bulurdu. TRT’nin sunduğu bütün programları seyrederdik. Bir gün atletizm şampiyonlarından birini izliyorduk. Ben de atletizm ile ilgileniyordum. Uzun mesafe yarışıydı, atletler yarışı bitirdi. Rahmetli babam o gün dedi ki ‘Bak oğlum herkes, yarışa başlayanların tamamı bitirdi ama madalyayı ilk 3’e verdiler. Onun için ilk 3'te olmamız lazım, en iyisi olmamız lazım. Siz ‘evet elimden geleni yaptım diyebiliyorsanız, vicdanınız bunu teyit edebiliyorsa siz sorumluluğunuzu yerine getirmişsiniz demektir” diye konuştu.
"Bir amelenin çocuğu milletvekili, bakan olduysa"
Gençlerin yapmak istedikleri şeylerde mazeret çıkarmamaları noktasında kendisinden örnek vererek uyarılarda bulunan Nihat Zeybekci, "Bir amelenin çocuğu olarak hayatım boyunca şunu kabul etmem; İşte elektrikler kesildiydi, fırsat yoktu, imkan yoktu. Tütün tarlasında doğmuş bir amelenin çocuğu olarak kış geldiği zaman ki bin metre rakımlı yayladan bahsediyorum. O zamanlar kırmızı bir minibüs arkasındaki merdivenlere tutunarak okula giderdik. Okula vardığımızda ellerimiz tutmazdı, kanardı. Sonra devlet parasız okulu, üniversite, yüksek lisanlar. Hep şunu söyledim. Bu vatan, bu devlet kıt kanaatle bir amelinin çocuğunu okutup, onu belirli noktaya getirdiyse bu muhteşem vatan, o mahallenin çocuğunu yine profesyonel olarak çalışmalarından sonra şirketini 2002 yılında Türkiye’nin ilk bin şirketine girme imkanı verdiyse ve o amelinin çocuğu şehrinde belediye başkanı olduysa, milletvekili olduysa ve 4 hükümette ekonomi bakanlığı yaptıysa, o amelenin çocuğu hala bir görev durumu olduğunda, göreve çağrılabiliyorsa ben öncelikle Allah’a hamd ediyorum. Bu millete, şükranlarımızı arz ediyorum. Bu can bu bedende olduğu sürece hizmet etmeye devam edeceğim. Allah aşkına kendinize asla ve asla mazaret çıkarmayın” ifadelerini kullandı.
“Merkezi ekonomik finans ve bilgi merkezi çizgisi Türkiye’ye doğru kayıyor”
Dünyanın bilgiyi üretenler ve tüketenler olarak ikiye ayrıldığını belirten Zeybekci, dünyadaki değişimin baş döndürücü şekilde gerçekleştiğini ve dünya coğrafyasının değişmeye başladığını dile getirdi. Dünyanın merkezi ekonomik finans ve bilgi merkezi olarak bir merkez çizgisi olduğunu ve bu çizginin Türkiye’ye doğru yaklaşarak doğuya kaydığını belirten Zeybekci, “Bu merkez çizgisi Amerika’ydı. Bu merkez çizgisi Atlantik’, oradan Batı Avrupa’ya, Batı Avrupa’dan Orta Avrupa’ya, Orta Avrupa’dan Doğu Avrupa ve Asya’ya doğru kayıyor. Bu çizgi dünyadaki bütün değerleri ticaret, alışveriş, ekonomik büyüklük, kişi başına milli gelir hepsini barındırıyor ve bunun merkezi doğuya doğru kakıyor. Türkiye’ye doğru geliyor. Doğumuzdaki Japonya, Çin ve Hindistan’daki devasa gelişmelerle bu tarafa doğru geliyor. Bu hızla doğu yönüne kaymaya devam ediyor” şeklinde konuştu.
Dünyada insanları ve toplulukların ortalama eğitim süresine göre ölçülebildiğini ifade eden Zeybekci, son 15 yılda eğitim süresinin Türkiye’de 4 yılın ardından 7,5 yıla yaklaştığını kaydetti.
“Trump ne için bağırıyor zannediyorsunuz”
Elektronik ticaretin dünya ticaretinde önemli bir noktaya geldiğini belirten Zeybekci, bankacılık, dış ticaret, pazarlama, lojistik, ihracat gibi bir çok alanda bilindik tüm sistemlerin zamanla değişerek e ticaret üzerinden yapılacağına işaret etti.
Ülkelerin üretim alanlarını kendi ülkelerine kaydırmaya çalıştıklarını ifaden eden Zeybekci, şöyle konuştu:
"Bin kişinin üretim yaptığı tekstil konfeksiyon fabrikası düşünün, şu anda 50-60 kişiyle üretim yapar hale geldi. Yani tüketim toplulukları eskisi gibi üretimle ilgili birçok kabiliyetlerini başka yere kaydıracaklar. Sanayi 4.0 ile birbirini yöneten, komut eden robot sistemleriyle üretim yapabilir hale geldiler. Onun için üretim alanlarını da kendi ülkelerine taşıyorlar. Trump ne için bağırıyor zannediyorsunuz, niçin ticaret savaşlarını başlattı. Çünkü o devasa üretimle ilgili artık ucuz iş gücüne birçok üründe kalmadı. Onların artık Amerika’da üretilmesini istiyor. Neden ihtiyaç kalmadı. Onların Amerika’da, Avrupa’da üretilmesini istiyorlar. Dolayısıyla bahsettiğim ekonomik ağırlık ibresinin doğuya yolculuğu yaklaşık 20 yılda tamamlanacak. Halbuki bu ibrenin hareketi bin yılda veya 500 yılda tamamlanmıştı. Şimdi yaklaşık olarak 10 ile 20 yıl arasında o ibre dünyayı dolanıp gelecek. Bunlara hazırlanacağız.”
"Çeyiz olarak öne koyup da dünyaya kendini sunabilen şehirler yarışıyor”
Değişmeyen tek bir şeyin coğrafyanın kendisi olduğunu ve Türkiye coğrafyasının da kaderimiz olduğunu dile getiren Zeybekci, dünya haritasının orta yerinde Türkiye’nin yer aldığını vurgulayarak, "Türkiye’nin etrafına bakalım. Dünyanın enerji ve ham madde kaynakları yüzde 60-65’i Türkiye etrafında. Dünyadaki tüketim imkanlarına baktığımız zamanda Türkiye yaklaşık olarak yüzde 55-60'ın orta yerinde. O değişen dünya nereye giderse gitsin Türkiye coğrafya anlamında çok avantajlı. Dünya enerji ve ham madde kaynaklarını kontrol edebilme kabiliyetine sahip en yüksek ülkelerden biri Türkiye. Tüketim kanallarını kontrol edebilme kabiliyetine sahip en yüksek ülkelerden biri yine Türkiye. Ecdadımızın yüz kızartıcı bir miras bırakmadığı muhteşem bir kültür coğrafyası var. Bu tüketim alışkanlıklarını belirlemede en yüksek kabiliyete sahip ülkelerden biriyiz, hatta tek ülkeyiz” dedi.
Dizi ve film endüstrisinde Amerika’nın hemen arkasından Türkiye’nin ikinci sırada yer aldığını vurgulayan Zeybekci, Türkiye’nin yaş ortalamasını da artırdıklarını belirterek şunları söyledi:
"Dünyada sağlık hizmetlerinde memnuniyette ilk 3’teyiz. Dolayısıyla yaşımız artıyor. Ortalama ömrümüz 31 yaşa geldi. Almanya 49 yaşında. 31 yaşındaki bir ülkeyiz. Bizim bu aşamada ne yapmamız gerekiyor. Türkiye’nin bütün imkanlarını, kaynaklarını bütün dünyaya pazarlamamız gerekiyor. Bir; ihracata dayalı büyüme ve ekonomi, iki; doğrudan yabancı sermaye. Asıl önemli olan Türkiye’de yatırım yapmasını istediğimiz, o yatırımcıların Türkiye’nin avantajlarını onlara sunmamız, pazarlamamız gerekiyor. Türkiye’nin reklamını yapmamız, pazarlamamız gerekiyor. Türkiye’ye, dünya piyasalarına koyabilirsek dünyada çok büyük ses getireceğine inanıyoruz. Bütün bu saydıklarımızı tek bir elden Ankara merkezden yapılması mümkün mü? Hayır. Türkiye’nin bütün dünyaya dönüp bakması lazım. Artık dünyada farklı bir yaklaşım da var. Ülkeler evet, devletler evet. Ama dünyada artık hızlı şekilde şehirler yarışıyor. Altyapılarıyla, üst yapılarıyla turizme, sanayiciye yatırımcıya sunduğu serbest bölgeleriyle bütün bunları kendi çeyizi olarak öne koyup da dünyaya kendini sunabilen şehirler yarışıyor. Türkiye bu konuda kısır, belirli şehirlerimiz var evet ama onun dışından maalesef tam olarak meseleyi anlayabilmiş değiliz.”
“İzmir’in 5 yıldızlı otel kapasitesi ekonomi bakanlar toplantımızı kaldırmadı”
2004 yılında Denizli Belediye Başkanı olduğunda Denizli’ye alt yapı, sosyal alanlar gibi eksikliklerden dolayı uzman üst düzey kimseyi transfer edemediğine dikkat çeken Zeybekci, “Şimdi Denizli cazibe haline geldi. Belirli iller çıkıyor. Denizli, Antalya, İstanbul, Antep Eskişehir, Kütahya. Dünya markalarıyla dünya tüketim pazarlarına girerken, denetimlerden geçer. Şehirler de aynı. Şehirler de denetimden geçerler, yatırımcı kuruluşlar tarafından. Katı atık. Çöpleri toplayıp şehrin herhangi bir yerinde boşaltıp sırtını dönmek gitmek mi? Atık suyun yüzde kaçını artırarak veriyor veya yüzde kaçını denizlere, vadilere atıyor, ona bakarlar. Musluktan akan içme suyunun içilip içilmediğine bakarlar. Devasa şirketler derler ki, bir şehre giderken ben bin, 2 bin kişilik etkinlik düzenlediğimde yeterince otel var mı, spor yapabileceği alanlar var mı? Ben baktım. Ekonomi bakanıyken dünya ticaret örgütü ekonomi bakanlar toplantısını İzmir’de yapayım temennisinde bulundum. Ama yapamadım. Çünkü İzmir’in 5 yıldızlı otel kapasitesi bizim o toplantımızı kaldırmadı. Kaldı ki sadece ekonomi bakanlar zirvesiydi. Onun için dünyada artık şehirler yarışıyor. Şehirler yarışında İzmir’in şehirler yarışına girmesi lazım. Koskoca Anadolu’ya ve coğrafyaya sırtını dönen bir İzmir değil. Katı atıkları hala vahşi şekilde depolara, dağlara, derelere, tepelere döken bir İzmir değil. Atık suyunu yüzde 90 seviyesinde denizlere, nehirlere bırakan bir İzmir değil. Ulaşım. Artık bir yerden bir yere varabilme kabiliyeti de ölçülüyor. Ben ‘İzmir serbest bölgeler şehri olacak’ derken, onlar da benim önüme gelip diyecekler ki ‘Ya bu serbest bölgeden havalimanına, limana giderken sen bana o güzergahı 10 dakika 3 dakika gidebileceğimi göster, ispat et” diye konuştu.
“İzmir’de ulaşım sıkıntılarından projemizi yapamadık”
Türkiye’nin yazılım ihracatının 2017 yılı sonu itibariyle 500 milyon dolar olduğunu ve bunun çok önemli olduğunu ifade eden Zeybekci, bakanlığı döneminde oyun yazılımını yapan gençlerle projeleri olduğunu ifade ederek şunları söyledi:
“Dünyada Türkiye yazılım merkezi olsun, öyle bir serbest bölge oluşturalım ki bu serbest bölgede çalışma izni sorulmasın, bankacılıkla ilgili insanlar zorlanmasın. Bunun merkezi olarak da ben İzmir’i gösterdim. Bununla ilgili çalışmalar da yaptım. Buraya geldiler, ESBAŞ, serbest bölge ve İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü ile temaslarda bulundular. Maalesef şehir merkezi ile ilgili ulaşım sıkıntıları onların gözünü korkuttu. Bunlar kelebek gibi tedirgin sektörler. Bunlara öyle bir imkan ortam sağlamız lazım. Allah’ın izniyle biz İzmir’de bunları da gerçekleştireceğiz. Bu şehir gençlerimizin şehri, gençlerin şehir. İzmir yönünü muassır medeniyet yarışında batıya, ama sırtını da Anadolu’ya dönmeyecek. Anadolu’yu kucaklayarak bir çeyiz gibi Anadolu’nun zenginliklerinin tamamını güç olarak kendine yükleyecek ve dünyada şehirler yarışına girecek. İzmir Akdeniz’in bir numaralı şehri olacak. İzmir doğuştan güzel bir şehir. Kaderi güzel tasarlanmış bir şehir. İnşallah biraz toparlandığında İzmir çok daha başka bir yer olacak.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.