Zeybekci'den ithal aday çıkışına cevap: "Mahallenin çocuğuyum!"
AK Parti'nin İzmir adayı Nihat Zeybekci ‘İzmirli değil' eleştirisine yanıt verdi.
AK Parti 'nin İzmir adayı Nihat Zeybekci ‘İzmirli değil' eleştirisine yanıt verdi. SÖZCÜ'nün Ankara Bürosu'nu ziyaret eden Zeybekci, “İzmir'in meseleleri, siyasi kutuplaşma nedeniyle tartışılamıyor. Gençler iş bulamadığı için İzmir'den ayrılıyor” dedi. AK Parti adayı, “Oyunuzu partiye değil, İzmir'e atın” çağrısı yaptı…
Ege illerinde yaşayanlar için İzmir'in yeri başkadır. 7 yıl Denizli Büyükşehir Belediye Başkanlığı, milletvekilliği ve bakanlık görevinde bulunan Nihat Zeybekci için de öyledir. İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı için kendisini “ithal” değil, “mahallenin çocuğu” olarak görüyor. Adaylık, söz konusu değilken, 18 Eylül 2014'te bir gazeteye, “İzmir bir gün mutlaka AK Parti'nin o hizmetkar belediyecilik anlayışıyla tanışacak. O güne kadar çalışacağız” demiş. Şimdi, o niyetle seçim çalışmasını yürütüyor.
Zeybekci, dün Ankara büromuzdaydı. Yazar ağabeyimiz Emin Çölaşan, haber müdürümüz Emin Özgönül ile birlikte siyaset ağırlıklı sohbet ettik.
HOŞGÖRÜLÜ, NEZAKETLİ
İzmir'de, Zeybekci kendisine yönelik sadece bir olumsuzluk yaşadığını belirtiyor ve onu şöyle anlatıyor: “Kemeraltı'na kahvaltı için gelen 6 kişilik bir grupla sohbet ederken, iki bayan kendilerinin CHP'li olduğunu söyledi. Ben de kendilerine ‘Biz de AK Partiliyiz. Ama birlikte İzmirliyiz' karşılığını verdim. Hanımlar, oylarını bana vereceklerini söyleyince, bunun nedenini sordum. ‘Bahaneden, mazeretten bıktık' dediler. Yakın masada oturan bir hanım konuşmaları duydu ve bana dönüp, ‘Ağzınla kuş tutsan sana oy vermeyeceğim' dedi. Bu olaydan başka bir olumsuzluk olmadı.
İzmir çok hoşgörülü ve nezaketli bir yer. Ne CHP'li bize, ne de AK Partili CHP'liye saygısızlıkta bulunmaz. İlk başta ‘Merhaba nasılsınız' falan derken, şimdi ‘Oturun bir çayımızı için' diyorlar. Eskiden hızlı mesafe kat edebiliyorduk, şimdi daha yavaş ilerliyoruz, geziyoruz. Nezaketen insanları kırmamak lazım. Seçim kampanyasının amacı insanlarla dokunmak temas etmek olmalı.”
BELEDİYECİLİK BAŞKA
Zeybekci, “Allah insana akıl, muhakeme, karar vermek gibi muhteşem bir özellik vermiş. O yüzden kimseye ‘oyunu bana ver' demem ve bunu saygısızlık olarak görürüm” diyor. Vekillikte, belediye başkanlığında ‘Bir dönem daha. Yapılacak işlerim var' denilmesini, sanki o işi yapacak başka kimse yokmuş gibi gösterilmesini de doğru bulmadığını belirtiyor.
Hem belediyle başkanlığı, hem bakanlık yapmış olan Zeybekci, “Bakanlık, il belediye başkanlığının yerini tutmaz. Belediyede bir şeye başlayıp tamamlama imkanınız var. Ama bakanlıkta öyle değil. Başladığınız şeyi 20 ayrı aşamadan geçirmeniz gerekiyor. Belediyede, kendi ekibinizle o şehrin hayalini gerçekleştirebilirsiniz” diyor.
TARİH FIŞKIRIYOR
İzmir'le bağlantısının her dönem devam ettiğini, 9 ilçede evlerinin bulunduğunu belirtiyor. Seçim çalışmalarını nasıl yürüttüğünü şöyle anlatıyor: “Konuştuğum insanlara, ‘oyunuzu partiye değil, şehrinize, ilçenize, semtinize, kendinize verin' diyorum. Önemli sıkıntılardan bir tanesi, maalesef siyasetin kutuplaştırması. Bu nedenle İzmir'in meseleleri tartışılamıyor. Dünyada da, ülkelerde de şehirler yarışı var. İzmir'in tekrar yarışın baş aktörü haline geleceğine inanıyorum.”
Genç işsizlik ortalamasında İzmir'in yüzde 26,5'le ön sıralarda olduğunu, bu yüzden gençlerin İzmir'den ayrıldığını belirtiyor. Bakan “Yapılacak çok iş var” diyor ve şunları söylüyor:
“İzmir'i dünya piyasasına hazırlayamadık. Antalya'daki gibi ‘her şey dahil' turizmi yapmak istemiyoruz. İzmir'in sağlık, spor, kongre, ticaret, turizm merkezi olabilmek için her şeyi var. Arkeolojik ve medeniyetler olarak dünyanın en zengin coğrafyasındayız. Adım başı antik şehir. Yüzlerce antik tiyatro var. Dünyadaki tüm öğrenciler gelsin. Yüzlerce yıl kazacak, çalışacak yer sadece bir şehirde var. Spor turizmi için iklim çok uygun. 365 gün kongre yapılabilir.”
ALTYAPI SORUNU VAR
Zeybekci bunları söyledikten sonra “Maalesef Karaburun, Urla, Seferihisar ve Çeşme'nin belli yerlerinde kanalizasyon yok. Foseptik sorunu var. 4.5 milyonluk şehirde, tıbbi atıklar Manisa'ya gidiyor. Modern depolama alanlarında gaz oluşuyor. Şehrimde, yağmur suları kanalizasyona verildiği için her sorun yaşanıyor. Altyapımız yok. Karabağlar bizim şehrin merkezinde bir ilçemiz. Bir sinema, tiyatro salonu olmaz mı?” diyor.
Kişi başına bütçe gelirlerinden düşen payda İzmir'in ikinci olduğunu belirten Zeybekci şunları söylüyor: “Aksini ispat eden varsa kendi partimi de protesto ederim ve bırakır giderim. Çevre yolunu, tüneli, İzban'ı kamu yaptı. Suyu, metroyu kamu destekledi. ‘Hükümetin desteği yok' demek doğru değil.”
Yeşil alanları 5 yılda 10 katına çıkaracağız
Zeybekci, devam eden yatırımları kalem kalem sayıyor. Trafiğin yoğunluğundan, spor salonlarının, yeşil alanların, otoparkların yetersizliğinden söz ediyor ve şöyle devam ediyor:
“Antalya'ya 19 milyon turist geldi, İzmir'e 1 milyon 40 bin turist geldi. Neden gelmiyor, yapı yoksunluğundan. Konaklama, toplantı yeri yok. Bunları kimseyi suçlamak için söylemiyorum. ‘Seçileni hoş gördüm, seçenden ötürü' diyorum. Bir resim çekiyorum. Bu resim bana ‘ben böyleyim' diyor.
Yeşil alanımız yok. 1.5 milyon insan ‘Hadi gidelim' Kordona, Karşıyaka'ya Bostanlı'ya. Başka gidecek hiçbir yer yok. 5 yılda 10 katına çıkaracağız. Dikili, Bayraklı, Buca, Karabağlar kamuya ait olan yerleri direk park haline dönüştüreceğiz. Gençlerimizin spor yapacağı yer yok.
Kapalı spor salonu yok. Her 25 bin nüfusu olan yerde bir kapalı spor salonu. 400-500-700 kişilik tribünleriyle hem okul hem semt kullanacak. Bir de yanına yüzme havuzu. Hızlı bir şekilde gerçekleştireceğiz. Organize sanayi bölgeleri, yeni serbest bölgeler, turizm yatırım alanları, şehir merkezindeki çarpık yapılaşmayı azaltmak amacıyla 3 tane kuzey doğu ve güneyde üç yeni şehir planlamak. 150 bin nüfuslu şehir nasıl olursa alt yapısı, okulu, mezarlığı, pazar yerleriyle… Yerel seçime ideolojik yaklaşmak acizliktir.”
Yıldırım'dan farkı ne?
Binali Yıldırım da İzmir'den aday olmuş, seçimi kaybetmişti. Zeybekci'ye “Sizin Binali Bey'den farkınız nedir?” diye sorduğumda şu karşılığı verdi: “Amacım 21'inci yüzyılın İzmir'ini tasarlamak. Kentimizi turizm, sanayi, kültür, bilim ve lojistik şehri yapmak. Eksiklikleri giderip şehri yatırımcılara cazip hale getirmek. Sözümüz bu. İzmir, ulaşımda merkez olmuş. Çanakkale köprüsü İzmir'e bağlandı. İstanbul-İzmir otoyolu, Ankara- İzmir hızlı treniyle ve diğer hizmetlerle, İzmir devletten hak ettiği desteği alıyor.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.