7 Haziran'da muhtarlara çorap yollamaya kalktı ama tutmadı. Şimdi demek ki hesaplar tümüyle şaştı, korkusu dağları aştı ki, iki yıl önceki çoraplar kesmedi, şimdi de referandumu takım elbiseyle kurtarmaya kalkıyor. " ifadesini kullandı.

Milletvekili Arslan'ın açıklaması şöyle:

"Denizli’de “Hayır” oyları yükseldikçe Genel Merkez ve Saray’dan uyarı yiyen Nihat Zeybekci, gün geçtikçe yeni çamlar devirmeye devam ediyor. Nihat Bey şimdi de oy uğruna muhtarları açıkça tehdit etmeye, anayasa gibi en temel mesele konuşulurken muhtarlara takım elbise sözü vermeye kalkıyor. Ne kadar garip bir davranış değil mi ?Anayasa değişikliği ile ilgili söyleyecek sözü kalmayan, Denizli’nin tekstili çökerken seyirci  kalan Zeybekci, çorapla, takım elbiseyle günü idare etmeye, referandumu kurtarmaya çalışıyor.

Oyları yükseltemeyen, ekonomiyi uçurumun eşiğine getiren bakan, meydanlarda ipe sapa gelmez laflar etmeye, Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na iftira atmaya, seviyesini düşürmeye devam ediyor. Hala yakışıksız ve seviyesiz konuşuyor.

7 Haziran seçiminden önce de tutuşan Nihat Zeybekci, muhtarlarımıza imza karşılığı çorap yollamaya kalkmıştı. Şimdi demek ki hesaplar tümüyle şaştı, korkusu dağları aştı ki, iki yıl önceki çoraplar kesmedi, şimdi de referandumu takım elbiseyle kurtarmaya kalkıyor. 

Millet terör ve ekonomik kriz derdindeyken işi gücü tek adamlık, işi gücü koltuğunu korumak olanlar, ne yapacağını şaşırıyor, komik hale düşüyor. Türkiye’nin ve Denizli’nin tekstili kan ağlarken uzaktan “bakan” kadrolar, işi gücü bırakıyor, hiç sıkılmadan bir de takım elbise pazarlığına giriyor. 

Türkiye’yi koalisyon dönemlerinin ortalama büyüme hızının da altına düşüren, ihracatımız toplamda daralırken sadece birkaç aylık veriye göre rekor ilan eden Zeybekci gerçekten zor durumdadır. Kriz dört yanımızı sarmışken esnafla, sanayiciyle dalga geçer gibi “ihracatta rekor kırdık” rüyaları gören Nihat Zeybekci, hala sıkılmadan ekonomide rakamlara takla attırıyor, pembe tablo çizmeye devam ediyor.

Yalnız şu var ki Zeybekci bir şeyi karıştırıyor; 17/25 Aralık zamanı takım elbiselerin içinde rüşvet paralarını bekleyenler, onun kabinesinden adamlardı, Denizli’nin muhtarları değildi. Denizli’nin hiçbir muhtarı bu ucuz oyunlara, bu basit sözlere, bu anlamsız tehditlere kulak asmayacak, hemşehrilerimizin üzerinde baskı kurulmasına asla izin vermeyecektir,sandığa gidip "HAYIR"tercihini hiç korkmadan basacaktır.

Denizli’de muhtarları, kamu görevlilerini zorla seçim mitinglerine götürmeye kalkan Nihat Zeybekci, bugün Denizli tarihinin utanç cümlesini söylemiştir. Bir bakan kalkacak ve “Denizli’de 16 Nisan'da Türkiye ortalamasının üzerinde olacağız. Geçemezseniz gözünüzün yaşına bakmam, acımam, bunlar ciddi. Muhtarlar size söylüyorum, hesabını sorarım, biliyorsunuz.” diyecek ha; vah ülkem vah! Zeybekci takım elbiseyle, tehditle uğraşadursun biz onun bu çırpınışını “hayır”a yoralım, anayasanın gerçek yüzünü anlatmaya devam edelim. O anlamsız rüşvetler teklif ettikçe, meydanlardan muhtarıma abuk subuk konuştukça biz ülke çıkarı için anayasayı anlatmaya devam edeceğiz ve milletçe başaracağız.