9 Eylüllü gençlerle iş hayatındaki tecrübelerini ve gençlerin kariyer yolculuklarında dikkat etmeleri gereken hususları paylaşan Erkunt Armağan, iş dünyasına adım atacak gençlerle keyifli saatler geçirdi. Türkiye ve dünyada traktör üreten ilk iş kadını olduğunun altını çizen Zeynep Erkunt Armağan, iş hayatına girdiği günden bu yana hem dünyanın hem de iş hayatının köklü bir şekilde değiştiğini söyledi.

İş hayatına ilk adım attığında bulunduğu sektörün erkek egemen bir yapıya sahip olduğunu kaydeden Erkunt Armağan, geçen zaman içinde dünya ve Türkiye'nin kadınlar için olumlu yönde değiştiğini ancak hala bu değişimin yeterli olmadığını vurguladı. İş hayatının aslında kişinin hayatının neredeyse bütünü olduğunu, dolayısıyla ancak çok sevilerek yapılan işin iş olmaktan uzaklaşarak keyif olabildiğini belirten Erkunt Armağan, iş hayatında rekabetin geçmişe oranla çok daha çetin olduğunu anlatarak, artık üniversite mezunu olmanın değil, fark yaratabilmiş olmanın önemli olduğunu örnekleriyle anlattı. 

Gençlerin mesleki bilgilerini ve genel kültürlerini geliştirmek için çok sayıda kitap okumaları gerektiğini, her kitabın farklı dünyaların kapısını açtığını, dünyayı anlamak ve tanımak için olduğu kadar kişisel gelişim için de okumanın ne kadar önemli olduğunu anlatan Zeynep Erkunt Armağan “İster kitap, ister elektronik ortamdan okuyun, ama mutlaka okuyun, kendinizi ve geleceğinize en büyük yatırımı kendinizi geliştirerek yapabilirsiniz ve okumak gelişmenin birinci adımıdır” dedi.

Üniversite mezunlarının iş bulmasının artık eskisi kadar kolay olmadığına değinen Erkunt Armağan, “Hayat eskisine göre giderek zorlaştı. İş bulmak da çok zor. Rekabet çok fazla ve artık iyi bir iş edinmek istiyorsanız fark yaratmak zorundasınız. Günümüzde CV'nize sadece mesleki birikimlerinizi ya da okuduğunuz okulu yazmanız yeterli değil. Biz, artık bize başvuran gençlerin öğrencilik hayatlarında ne biriktirdiklerine bakıyoruz. Bu birikimin anlamı ise; okurken toplum ve dünya adına ne yaptıkları. Bünyemizde çalışacak gençlerin ailesine, kendine ve topluma faydalı insanlar olmasını istiyoruz. Bundan dolayı gençlerin öğrencilik hayatlarında yer aldıkları programlar, sosyal sorumluluk projeleri ve hayata kattıkları iş görüşmelerinde büyük önem taşıyor” diye konuştu.

SİZ DE BİZİ EĞİTİYORSUNUZ

İş hayatına ilk başladığında babasından büyük dersler aldığını belirten Erkunt Armağan, şimdi de farklı bakış açılarından dolayı başta kendi çocukları olmak üzere, gençlerden ders aldığını aktardı. Günümüz gençlerinin hayata farklı bir bakış açısı olduğunu dile getiren Zeynep Erkunt Armağan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Önce kendinizi tanıyın, kendinize güvenin. Siz bizden çok farklı bir dünyaya geldiniz ve bugünün dünyasını bizim neslimizden daha iyi anlıyorsunuz. Hayata bakışınızdan, hayattan beklentinize, dinlediğiniz müzikten sonsuz zevk aldığınız sosyal iletişime kadar çok farklısınız. Çocuklarımla yan yana geldiğimde eskiden ben konuşurdum onlar dinlerdi; şimdi onlar konuşuyor ben dinliyorum. Onları uzun uzun dinledikçe onlardan öğrenmem gereken ne kadar çok bilgi olduğunu görüyorum. Bana tersine mentörlük yapıyorlar”

BİR MESLEĞİNİZ OLDUĞUNU UNUTMAYIN

Zeynep Erkunt Armağan, gençlere iş görüşmelerinde nasıl davranmaları gerektiği hakkında da bilgiler verdi. 
Gençlerin yabancı dil bilmelerinin çok önemli olduğunu ısrarla hatırlatan Erkunt Armağan şöyle devam etti: “Gençler iş başvurularında maalesef kendilerini iyi ifade edemiyor. İş görüşmesine girdiğinizde önce bir mesleğiniz olduğunu unutmayın. Dik durun ve görüşmeye çağrılışınızın bile kendinize güvenmeniz için bir neden olduğunun farkına varın. Diğer yandan ailenizi güzel anlatın. Bu, işverene nasıl bir ortamda büyüdüğünüz ve nasıl bir kişiliğe sahip olduğunuz hakkında bilgi verecektir. Gereksiz yere konuşmayı uzatmayın ve gereksiz yere de susmayın. Ayrıca, sizi mülakata çağıran şirketi çok iyi araştırın. Kaç yılında kurulmuş, şirketin hayatı nasıl gelişmiş, yeni kadro arayışlarının nedenini anlamaya çalışın, bakın bakalım hangi sosyal sorumluluk projelerini yürütmekteler, aldıkları ödüller var mı öğrenin; özetle tanımaya çalışın ve ilgi duyduğunuzu gösterin. Kim ilgiden sıkılır ki? Şirketler bile sever ilgi görmeyi. Unutmayın, o şirketin parçası olabilmek için oradasınız ve hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığınız bir kurumun parçası olamazsınız”