Alhat, şişirilmiş fiyatların tüketiciyi ya diğer bitkisel yağlara ya da yol kenarlarında pet şişelerinde satılan markasız ve sağlıksız yağlara sevk ettiğine dikkat çekti.Bilinçli tüketicilerin, meyve suyu olan zeytinyağının diğer tohum yağlarından daha değerli olduğunu bildiğini ve çiftçinin emeğinin hakkını ödeme konusunda da tereddüt etmediğini ifade eden Alhat, “Ancak bazı market ve firmalar, aşırı yüksek kar marjları ile bu iyi duyguları suistimal ediyor. Hem üretici hem tüketici mağdur oluyor. Aslında bu durumun kazananı da yok. Çünkü pahalı fiyat etiketi konulan zeytinyağları satılamıyor, raflarda aylarca duruyor, tozlanıyor ve dönem dönem yapılan kampanyalarla elden çıkarılmaya çalışılıyor” dedi.

ÜRETİCİ DE TÜKETİCİ DE MEMNUN DEĞİL
Marketlere bu nedenle bir çağrı yaptığını belirten Alhat şunları söyledi:
“Evet biliyorum raflarınızın bir maliyeti var. Satış hızına göre fiyatlara bir sergileme maliyeti koyuyorsunuz veya firmadan bunu talep ediyorsunuz. İşte bu da bir kısır döngüye neden oluyor. Fiyat arttıkça satış düşüyor, satış düştükçe fiyat arttırıyorsunuz. Üretici de bir kendi eline geçen paraya birde sizin raf fiyatlarınıza bakıyor. Bu durum karşısında üretici kendini hiç de iyi hissetmiyor”

ÜLKEMİZ KAZANSIN
Yanan bu döngü karşısında üretiinin de “Nihayetinde kendi yağımı kendim satarım” ahlayışıyla hareket ettiğini belirten Alhat, “Gerisini biliyorsunuz, ülkede üretilen zeytinyağı miktarı artarken sizin sattığınız azalıyor. Ayrıca kontrolsüz ortamda kurunun yanında yaşta yanar misali tağşiş dediğimiz hileler de devreye giriyor. Yani siz dahil hepimiz bu yanlış tutumunuzdan zarar görüyoruz. Gelin yeni bir sayfa açın. Firmalardan fahiş raf bedelleri talep etmeyin ya da fiyatlara yansıtmayın. Çiftçi Sanayici Market ve Tüketici hep beraber kazansın. Ülkemiz kazansın” diye konuştu.