Tuğba Topal
ZİHNİMİN İÇİNDEKİLER
Ruh her zaman kendini iyileştirmek için ne yapacağını bilir. Zor olan zihni susturmaktır.
Patrick Rothfuss
Yüzyıllık bir yürüyüştü sanki, beni öyle yordu. Oturduğum bankta etrafı seyrederken fark ettim bu yorgunluğu. Rüzgarla dans eden saçlarımı uçan kelebeklere benzettim. Özgürlük için çabalarken, köklerinin onları tutmasını yüreğimle hissettim ve biraz kendime de benzettim.
Çok zaman geçti gözlerimin önünden, çok yıl, çok ay, çok gün, çok saat. Sanki bankta değilde, bir film şeridinin üzerinde oturuyordum. ' Hayatımın sandalı devrildi ve boğuldum. ' Yazık oldu bana? ' diye hayıflanıp durdum.
Kalbimin sokakları çok izbe, çok karanlık... Karanlığın içinde anlaşılamamaktan bitkin düşen bir çocuk ve o çocuğun yüreğinde kanayan çok derin yaralar var.
Ben şimdi gözlerimi kapatıp oturduğum bu bankta dinlendirsem de ruhumu, zihnimin içindeki kavgalarım bir yüzyıl daha yoracak beni belli.
Bu çok belli!
Açıyorum ama gözlerime ağır geliyor kirpiklerim, göz kapaklarımdan aşağıya süzülüp, tam göğüs kafesimin üstüne dökülüyor gözyaşlarım. Bu seferde kalbime ağır gelip, nefesimi kesiyorlar.
Susturmak için zihnimi ayaklarımı sallayıp, etrafı seyretmeye başlıyorum. Gözlerim, gökyüzüne ve bembeyaz bulutlara çarpınca bu seferde hayattan kaçırdıklarım ve yaşayamadıklarım canlanıyor zihnimde ve tekrar o gözyaşları göğüs kafesimin üstüne dökülüyorlar.
Bu gökyüzü altında kaçacak hiçbir yer yok bana!
Ben ne yaparsam yapayım nafile. Yüreğimin içinde karanlıkta kalan çocuk ve bir de zihnimdeki kavgalarım biz yine bugün, bu bankın üstünde çok kalabalığız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.