Banu Pirinçcioğlu
Zulüm
Her gün bir sapıklık, bir anormallik yaşanıyor bu memlekette. Normali buymuş gibi sanki, kimse ses çıkarmıyor.
Çocuklar, hayvanlar, kadınlar korkunç şeyler yaşıyor, son nefesini veriyor.
Bu yaşananlardan korku, gerilim filmi yapayım desen inandırıcı olmaz. Yok artık böyle şey olmaz, kimse inanmaz diye senaryo çöpe gider. Öyle saçma ki yaşadıklarımız.
Ve herhalde çok saçma olduğu için de tepki yok.
Sanki olması gereken, sanki doğalı buymuş gibi. Hayat devam ediyor. Her olayın, her gidenin ardından hiçbir şey olmamış gibi geçip gidiyoruz.
Sanki biri kuvvetli bir tokat atarsa kendimize gelirmişiz gibi geliyor. Herkes kendine gelir belki.
Arsızlık, hırsızlık, sapkınlık çekilmez boyuta ulaştı.
İslam'da söz edilen kıyamet alametlerinden üçü nedir biliyor muydunuz?
"Hakkı ve doğruyu söyleyenler susturulacak"
"Emanete kıymet verilmeyecek"
"Cehalet hızla yayılacak"
Demek ki kıyametin kopma vakti gelmiş. Hepsi artarak çoğalıyorsa kıyamet kopması yakındır.
Bütün adaletsizlikler canımı yakıyor, ancak hayvanlara yapılan zulüm kalbimi dağlıyor.
Diri diri kediyi köpeği yakanlar, istismar edenler, canlı canlı kulaklarını, patilerini kesenler, gözlerini oyanlar. Hepsi burada.
Hepsi aramızda. Suçu bilinip, ispatlanıp, bir daha yapma tamam mı denilip salıverildiler. Ki böylece aynı suçu işlemek üzere kenarda bekleyen bir başka sapkın, rahatça suç işlemek için hazır ola geçiverdi.
Pişman olan, kravatını takan evine gidiyor. İyi hal gösteren, saçını tarayan serbest.
Benim gördüğümden farklı ne görüyor olabilir bu kanun insanları?
Aynı yere bakıp nasıl bambaşka şeyler görüyoruz?
Adam köpeği boğmuş, boğarak, bilerek ve isteyerek, büyük bir nefretle öldürmüş. Ve çıkmış bunu büyük bir gururla anlatıyor. İyi bir şey yapmış gibi de destekleniyor.
İyi halden dışarıda kendisi.
Bizler de boğulan köpekle empati yaparken ağlamaktan boğuluyoruz.
Doğruyu söyleyenler susturuluyorsa, emanete kıymet verilmiyorsa, cehalet hızla artıyorsa kopsun kıyamet o zaman.
Başka türlü bitmez bu zulüm.