Sadece adı var. Hakkı ve hukuku  kağıt üzerindedir. Genelde çocuk yaşlarda evliliğe zorlanırlar. Gelin oldukları gün baba evinden, şov amaçlı sevgi gösterileriyle koca evine gönderilirler. O sadece eşiyle evlenmiyor aynı zamanda  aileye köle olarak gidiyor. Aşağılanır, horlanır, zihinsel ve fiziksel şiddet görür. çoğu cinsel tacize ve tecavüze uğrar. Konuşma hakkı yoktur. Yaşadıklarını anlatamaz. Bilir ki suçlanacak tecavüzcüsü masum olacaktır.

Kadınlar töre yada namus cinayetleri denilen barbarlığın kurbanı olur. Çoğu kadının cinayetlerine intihar süsü verilir. Araştırılmaya bile gerek duyulmaz. Siyasette ve dinlerde yine  kadın kulanılır. İster meslek sahibi olsun, ister ev hanımı fark etmez şiddete maruz kalır. Birazda olsa itiraz edenlere ahlaksız, edepsiz, rezil, manyak, deli , daha nice sıfatlar verilir. 

Ata sözlerimiz de bile kadın aşağılanmaktadır: 

Kadının sırtından sopayı karnında sıpayı eksik etmeyeceksin . gibi iğrenç sözlerimiz var. Zulme dayanamayıp ayrılmak isteyen kadınlara ise, iftira hakaret hiç kaçınılmazdır. Kimi çocuğunun gözleri önünde öldürülüyor, sokaklarda katlediliyor. Kadın sığınma evlerine gidenler sadece kısa bir süre kalma hakına sahipler. 

Sosyal devlet olsa çalışmayan kadınlara maaş bağlansa, eşit haklar verilse, devlet sahip çıksa, imkanlar sunsa eminim herşey çok değişecek. 

Kısaca kadını töre öldürür, din öldürür, siyaset öldürür, koca öldürür, aile öldürür, toplum öldürür, bizler bu kafayla bir arpa boyu ilerleyemeyiz....