Foça’da son iki gündür yaşananlar, bir ilçenin rutin siyasi gerginlikleri olmaktan çıktı, artık büyük fotoğrafı okumamız gereken bir tablo hâline geldi. Belediye Başkanı Saniye Bora Fıçı’nın arka arkaya gündeme oturan çıkışları, kullandığı ağır ifadeler, meclis toplantılarındaki tutumları ve şimdi de parti üyesi Ömer Babadağ’a yönelik hakaretleri… Bütün bunlar yaşanırken dikkat çeken bir başka unsur var: CHP İzmir İl Başkanı Çağatay Güç’ün derin sessizliği.

Evet, Foça’da tansiyon yükseldi.

Evet, parti içinde görüntü açısından vahim sayılabilecek ifadeler, onlarca partilinin ortasında yaşandı. Ve evet, taraflardan biri olan Ömer Babadağ, “Her şey doğru, gereğini yapacağım” diyerek açık bir tutum koydu. Peki tüm bunlar yaşanırken, İl Başkanı Çağatay Güç nerede duruyor?

TANIK OLUP DA SESSİZ KALMAK: NEDEN?

Güç’ün Foça’daki ziyareti sırasında gerginlik bizzat onun gözleri önünde yaşandı. Başkan Fıçı, tartışma anında dönüp kendisine “Beni savunman lazım başkan!” diye çıkıştı.

Bir belediye başkanının, bir üyeye yönelik ağır hakaretlerinin ardından il başkanından böyle bir talepte bulunması, başlı başına bir siyasi nezaket kriziyken…

İl Başkanı’nın bu olaylara tepki vermemesi, açıklama yapmaması, durumu toparlamaya çalışmaması İzmir kamuoyunda haklı bir soruyu gündeme getirdi:

“İl Başkanı Çağatay Güç, Foça’da yaşananlara neden sessiz kalıyor?”

Siyasette bazen susmak, konuşmaktan daha güçlü bir eylemdir. Ama bugün bu sessizlik, güç değil, zafiyet olarak okunuyor.

PARTİ İÇİ DEMOKRASİYE AYKIRI SÖZLERİN KARŞILIĞI NE OLACAK?

Babadağ’ın açıklamaları çok net:

“Hadsiz, terbiyesiz, densiz” sözleri herkesin içinde söylendi.

“Bu artık sadece bana değil, partinin tamamına yapılmış bir hareket.”

Bu cümlenin altında yatan mesaj şu:

Parti içi demokratik kültür yerle bir edildi.

Peki il başkanı ne yaptı?

Hangi adımı attı?

Hangi açıklamayı yaptı?

Hangi süreci başlattı?

Cevap: Kocaman bir hiç.

Foça’daki bir belediye başkanı, kendi partisinin üyesine ağır hakaretlerde bulunuyor, toplantıyı terk ediyor, sonra geri gelip aynı tonda devam ediyor ve il başkanı hâlâ sessiz.

Bu sessizlik artık merak uyandırmıyor, rahatsız ediyor.

SORUYORUZ SAYIN ÇAĞATAY GÜÇ…

Foça’daki tüm bu yaşananlar bir iddiaysa, neden şeffaf bir açıklama yapmıyorsunuz?

Değilse, neden disiplin sürecini işletmiyorsunuz?

Babadağ dedi ki:

“Her şey herkesin gözü önünde yaşandı.”

Madem öyle, siz neden bunu doğrulamıyor veya yalanlamıyorsunuz?

Sayın Güç’e İzmir kamuoyu adına soruyoruz:

Foça’da yaşananları doğru buluyor musunuz?

Parti içi disiplin ve siyasi ahlak açısından bu üsluba ne diyorsunuz?

Bir belediye başkanının, il başkanına bile talimat verir tonda konuşmasını normal mi karşılıyorsunuz?

Bu sorular sadece Babadağ’ın veya Foçalıların değil; CHP’ye gönül veren her yurttaşın sorduğu sorulardır.

SESSİZ KALMAK, ONAYLAMAK MIDIR?

Siyasette görüntü her şeydir.

Foça’da son iki günde yaratılan görüntü çok net: Kavga, hakaret, kriz, sessizlik!

Bu dört kelime, CHP’nin Foça’daki güncel fotoğrafını özetliyor.

İl Başkanı’nın sessizliği ise bu fotoğrafı hem büyütüyor hem de ağırlaştırıyor.

İzmir kamuoyu, Çağatay Güç’ten artık açık, net ve sorumluluk sahibi bir açıklama bekliyor.

Bu gerginlik tesadüf değil. Bu sessizlik de tesadüf değil.

Foça’da yaşananlar, iki kişinin tartışması değildir.

Bu, bir ilçenin yönetim krizidir.

Ve bu krizin büyümesini engellemek il başkanının görevidir.

Bugün sorulması gereken asıl soru şudur:

“Çağatay Güç, Foça’da olup bitenlere gerçekten müdahil olacak mı, yoksa bu sessizlik Foça’daki skandalların devamına zemin mi hazırlayacak?”