Korona virüsüyle ilgili korkunuz var mı?

Varsa, korkunuz biraz daha artabilir.

Sağlık Bakanlığı dün Türkiye’deki korona virüs istatistiklerini açıkladı. Vaka sayısı günlük 987. Ölüm 18 kişi.

Ağustos sıcağında.

Bilim insanlarına göre, virüsün bulaşma riskinin en az olabileceği ayda.

Sıcakta, virüsün bulaşmasını sağlayan su damlacıklarının bulaşma riskinin en az olduğu dönemde günlük vaka sayısı hala 900’lerin altına düşmedi.

Ağustos ayından sonra hangi ay geliyor, Eylül ve Ekim.

Normal zamanlarda en çok gribal enfeksiyonların yani, solunum yolu rahatsızlıklarının göründüğü aylar.

Bu aylarda virüsün daha çok yayılma ortamı bulacağı bilgisi bilimsel gerçek.

Yani kendi kendimize kurallara uymadan,  yeni normalleşme yerine, eski normalleri yaşayarak, maalesef önümüzdeki sonbahar ve kış ayları için çok ama çok zorlu bir süreci de kendi kendimize yaratıyor olduk.

Deniz kıyılarından şöyle bir gezerken gördüm, sahil kesimlerden şöyle bir geçerken gördüm.

Maske yok!

Mesafe yok!

Sokakta hijyen ise neredeyse hiç yok.

Kurban bayramı nedeniyle bayram havasında günlerini geçirenleri görünce, eyvah dememek elde değil.

Eylül ve Ekim aylarından itibaren eyvahlar olsun dememek elde değil.

Bir önceki yazında sosyal medyayı takip ederek, korona virüsüyle uyumlu bir bayram geçirdiğimizi yazıştım.

Oturduğun yerde, sosyal medyayı takip ederek yazmanın gafletine düştüğümü, dışarı çıkıp, şöyle bir tur atınca gördüm.

Akşam Sağlık Bakanlığı verileri ortaya çıkınca daha net gördüm.

Sağlığımız düşünerek gece gündüz çalışan sağlık bürokratları ve sağlık çalışanlarına ne kadar büyük haksızlık yaptığımızı fark ettim.

Bilim insanların söylediklerine ne kadar kulak tıkadığımızı gördüm.

Sonbahar ayında da, bunun bedelini ödemediğimizi üzülerek göreceğimizi düşünüyorum.

Maske takacağız, mesafeyi koruyacak, hijyen kurallarına uyacağız ama kısıtlamalar içinde.

Kısıtlı hayata hazır olun!