Türkiye'nin 22 yılına damga vurmuş olan siyasi partisi AK Parti'de kongre sürece kelimenin tam anlamıyla başladı.

Süreç ilçe ve belde kongrelerinin yapılmasıyla başlayacak, il kongreleriyle devam edecek ve nihayetinde önümüzdeki yıl yapılması planlanan büyük kongreyle de son bulacak.

AK Parti'nin önümüzdeki yıllardaki varlığına dair işaretler dolu kongre sürece, Türkiye'nin en çok üyesi olan siyasi parti olma özelliğiyle de Türkiye'nin de geleceğine dair işaretleri de beraberinde taşıyacak.

AK Parti'de bu kongre sürecini diğerlerinden farklı kılan şey ise değişim, bir çok değişimin yaşanmasına, yaşanacağına dair her kesimden beklentilerin olması.

Bu beklentilerin ne kadar karşılanabileceğine dair kararı verecek olan ise AK Parti Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan.

Erdoğan, il başkanları toplantısında nezaket kuralları içerisinde AK Parti teşkilatlarına da, 'Ben dokunmadan siz kendi kendinize bir dokunun' dercesine 'Yorgun olanlar çekilsin' diye uyarıda bulundu.

Anlayan anladı, anlayamayan başına gelebilecekleri beklemeye geçti.

AK Parti'nin içinde aktif olarak siyaset yapanlarla sık sık bir araya gelip, konuştuğumuzdan bazı şeyleri de tahminden öte bilme hakkımız da doğal olarak var oluyor.

Çok şey bilmemiz de doğal olarak çok şey yazmamıza neden oluyor.

AK Parti tabanından aldığım izlenim parti tabanında ciddi bir 'Helalleşme' sorunu var!

Ne görevi bırakan veya görevden alınanlar, ne de göreve getirilen veya görev alanlar arasında 'Helalleşmek' yok.

Giden gittiğinin hesabını, gelen gelmesinin hesabının içinde siyaset yapmayı tercih ediyor, başka türlüsünü düşünmüyor.

Bu da ne kadar adı değişim olsa da içinde helalleşmenin olmamasının en büyük handikabı.

Sadece isimlerin değişmesi AK Parti için gerçek anlamda bir değişim olmadı ve bundan sonra da olmayacaktır.

AK Parti gibi muhafazakar tabanı olan siyasi bir parti de esas olan 'Helalleşme' temeline dayalı değişimdir.

Kırmadan, dökmeden, gülmeden, arkasından konuşmadan, onore ederek değişim yapabilmektir.

Herkes siyaseti kendisi için yapar ama siyaseti seçmenin yıllardır en çok güvendiği ve bu nedenle oyunu verdiği AK Parti'de yapıyorsanız herkes gibi davranma lüksünüz yok.

Gitmesini de bileceksiniz, gelmesini de bileceksiniz.

Daha iyisini yapacak olana imkan vereceksiniz!

Daha iyisini yapanın gitmesine de izin vermeyeceksiniz.

Gidenle de helalleşeceksiniz, gelenle de helalleşeceksiniz!

'Helalleşme' kısmını sandığa giden vatandaşa bırakmayacaksınız.

Onun 'Helalleşmesi' ağır olur!

Onun 'Helalleşmesi'nin dönüşü olmaz!

Onun 'Helalleşmesi' keşkelerle dolu olur!

Rahmetli Türk aydın kadını Alev Alatlı hocamız ne demişti hatırlayın, “Helalleşmek mahkemede dava kazanmak üstün olmalı. Çünkü her yasal hak helal değildir.”

Hocamızın zerresi kadar aydın olmasam da naçizane iz düşünümüm, “Helalleşmek siyasette bir yerde olabilmekten daha üstün olmalı. Çünkü her yer siyasi hak helal değildir”

Vesselam!