Bir Tutam Manzara
AKIL
Uzun bir yolculuğa çıkıp hiç dönmemek fikri hiç aklımdan çıkmıyor bu aralar.
Aklımda başımda değil galiba. Allah'tan herkes kafayı yemişte çok dikkat çekmiyoruz.
Kendini akıllı zanneden aklı beş karış havada, beyninin yüzde doksan dokuzu samanla dolu çok insan var çok ama sorsan herkes profesör doçent doktor, herkes tıp okumuş. Akıl yaşı üç normal yaşı on beş ama bi konuşsun dersin birleşmiş milletler genel başkanı. İşte öyle bir hayat ne develer deve, ne eşekler eşek, ne de köpekler köpek. Herkes bi kurt olma peşinde. Oysa bu dünyaya papatya da lazım gül de lazım, Laz' da lazım, cambazda... Bırakın herkes bildiği işi yapsın efendim.
Banka soysun, devlet sömürsün, açlar ölsün, tacir çalsın, esnaf ağlasın, halk zaten perperişan gidişat ise dört tekeri patlak ne şahin ne toros iki yüz kilo metre hızla yokuşa doğru iniyor. Ne gören var, ne duyan var, ne bileyim ya hu ne bu gidişata dur diyen var. Valla binmişiz bir alamete gidiyoruz cenabete.
Canım uzunca bir uyumak istiyor yüz yıllarca. Gidip de bir mezarın yanına az öte kay amca, hala, teyze şöyle kenara kıvrılayım. Uyuyup da uyanmayayım. Bir de rüya gördüm mü değme keyfime. Bizi mezarda da rahat bırakmaz bu şarlatanlar. Her gün biri gelir su döker mezarın tepesine. Sanki yerde yatan ağaç tohumu ya yeşerip dirilecek zaten su da babasının kuyusundan geliyor. Bide bonkör davranıyor. Haberi yok susuzluktan ölenler var. Su parası ödeyemeyenler var. Gerçi tek su değil elektrik, doğal gaz internet ödeyemeyenler var. Çok lüks yaşamaya başlamış insanlar. Ne attan iniyorlar, ne eşeğe biniyorlar. Öyle lüks ama parasız yaşayıp gidiyorlar. Demem o ki akıl çivi değil ki çakasın, tohum değil ki ekesin. Herkes aklı kadar sorumlu işte. Yalnız siz mi akıllısınız biz mi salağız çözemedim. Aklı olan konuşuyor ama hiç bir deli de demiyor bu akıllı ne diyor diye. Böyle akıllıların yönettiği delilerin güdüldüğü değişik bir sistemde herkes yaşıyor tabi bu yaşamaksa...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.