Ancelotti’nin torunları ve ‘Arda Güler’!

Fatih Sultan Mehmet.

Dünyada bir çağı kapatan, bir çağı açan Osmanlı İmparatorluğu’nun padişahı!

O padişah İstanbul’u 1453’de fetih edip Bizans İmparatorluğu’nun varlığına son verdiğinde, dünyadaki bütün siyasi, ekonomik ve güç dengeleri değişmişti.

Bu değişim bir çağı kapatıp, bir çağı açtığı gibi 600 yıl yaşayan bir imparatorluğunda son çivisini çakmıştı.

O Fatih Sultan Mehmet bütün bunları başardığında 19 yaşındaydı!

Dünkü Polonya-Türkiye Milli Takımlarının hazırlık maçını izledim.

İlk yarı vasat altında bir milli takım, ikinci yarı başladığında Arda Güler’in, genç yıldızımızın, dünya yıldızımızın oyuna girmesiyle, topa hakimiyet kurmasıyla, oyuna yön vermesiyle, diğer bütün oyuncuların da onun hareketliliğine bağlı olarak hareketlenmesiyle yaşanan ikinci yarıyı izledim.

Maçın sonucu zerre kadar umurumda değil.

Futbol ve futbolcu değerlendirmesini skorlara göre yapan futbol fanatiklerinden değilim.

Futbol seyirli bir spor oyunudur.

En iyi oynanan sporu, en iyi oynayan sporcuyu izlemeyi tercih ederim.

Benim bile yapabildiğim kadarını, milyonların bile yapabildiği kadarını yaparak sıradan futbol oyunu izlemeyi, skora endeksli olarak mutlu olmayı asla futbol seyircisi olarak kendime yeterli görmedim, görmem de.

A Milli Takım Teknik Direktörü İtalyan Vincenzo Montella’nın 19 yaşında dünya yıldızı olan, futbolun lider takımı Real Madrid’in geleceği olarak görülen, oynadığı her maçta futbol adına, futbol spor oyunu adına güzel şeyler veren Arda Güler’i ikinci yarıda oyuna alması büyük bir hata!

Hata yaptığını benim söylemem bile büyük bir hata!

Futbol bilgisi olan, futbol sevgisi olan herkesin ortak fikri.

Montella’ya birilerinin futbol dersi vermesini gereksiz olsa da, birilerinin Arda Güler’in, 19 Yaşında bir çağı kapatıp, bir çağı açan nesilden gelen bir genç olduğunu, 19 yaşında Milli Takım Kaptanlığı’nı yapabilecek, kaptanlığına bağlı olarak oyunun tamamının üstüne, oynadığı oyuna göre düzenlenecek bir oyuncu olduğunu söylemesi gerekiyor.

Arjantin Milli Takımı için ‘Messi’ ne ise, Portekiz Milli Takımı için ‘Ronaldo’ ne ise, Fransa Milli Takımı için ‘Mpabbe’ ne ise Türkiye Milli Takımı için de ‘Arda Güler’ o!

Dünyada futbolu bilen, futbolu izleyen bütün herkesin oynadığı her maçta pür dikkat izlediği, takip ettiği Arda Güler’in değerini herkesten önce bizim bilmemiz, ona değer verip, sorumluluk yüklemeyi herkesten önce bizim yapmamız gerekiyor.

Daha öncesi yazımda da Arda Güler’e sahip çıkılmasının önemini Türkiye’nin sadece futbol değil, bir anlamda önemli olduğundan bahsetmiştim.

Futbolun içinde kendisini hakim görenlerden, Türkiye’nin içinde kendisini hami olarak gören bütün herkesin Arda Güler’e sahip çıkması, önünü açması, yeteneğini daha çok sergilemesine imkan tanıması gerekiyor.

Türkiye Cumhuriyeti’nin Spor Bakanı’nın Arda Güler’i maddi ve manevi olarak korumaya alması, onun üzerinde yoğunlaşarak Türk futboluna, Türk sporcularına imkanlar yaratması gerekiyor.

Bu gerekenleri yapılmaması iki şey neden olabilir ancak, futbol içindeki kıskançlık, futbol içinden geleceğe dair beklentileri tahmin edememek.

Dünya’nın bir numaralı teknik direktörü olarak kabul edilen Real Madrid’in Teknik Direktörü Carlo Ancelotti’nin Arda Güler’le ilgili söylediklerini, düşündüklerini, futbolu seyir olarak seven Ancelotti’nin üstlerine 24 numaralı Arda Güler yazılı formayı giyen torunları yanılıyor olamaz.

Vesselam!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.