Avrupa’da evrensellik ateşi!

Fransa’da 17 yaşındaki gencin polis tarafından aracının içinde vurularak öldürülmesi, İsveç’te Kur’an Kerim’in yakılması gibi olaylar Avrupa’nın öteden beri sömürdüğü ülkelerden devşirme olarak getirdiği, işçi olarak getirdiği ve evrensellik felsefesiyle bütünleştirmeye çalıştığı rüyasının korku dolu anları.

Hatırlarsanız, bir önceki dünya futbol şampiyonu Fransa Milli Takımı’nı.

İçinde bir tane beyaz Fransız oyuncunun olduğu takımın tamamının Fransa’nın sömürdüğü Afrika ülkelerinden, Fransa’ya göçmen olarak gelen Afrika insanın gençlerinden olduğunu.

Bu küçük örnek Fransa’da net görünse de, diğer Avrupa ülkelerinin de net göstergesi.

Dünya’nın en iyi, en güzel, en zengin, en düşünceli, en keyifli, ne özgürlükçü, enleri dolu ülkeleri olduğunu iddia ederek Avrupa’ya dünyanın her yerinden göç, göçmen ve işçi almaya çalışan ülkeler, gelecekte o savundukları evrensel içinde kendi varlıklarını iddia etmek de, korumakta güçlük yaşayacaklar.

Göçmenlere kendi ülkelerinin dillerini, kültürlerini, kurallarını enfoze ederek onları kendileri gibi yapmaya çalışmalarının mümkün olmadığını anlayacaklar.

İnsanın her şeyini değiştirmeyi başarabilirsiniz ama genini, kökenini, dilini, kültürünü ve geçmişini asla unutmasını bekleyemezsiniz.

Dev dağı yaran su gibi, o dil, o gen, o kültür, o geçmiş bir şekilde ortaya çıkar ve ‘Ben farklıyım’ der.

Avrupa’nın öncelikle öğrenmesi gereken şey şu, evrensellik konusunda gerçekten ciddiyet içinde ise, evrenselliğin tanımını yeniden yapmak zorunda.

Evrenselliği oluştururken, özerklik ve özelliklerin de bir zenginlik olduğunu kabul etmek zorunda.

Evrenselliği yönetimsel olarak kabul ederken, kendi ülkesinde yaşayan insanların evrensellik anlayışını da tartmak zorunda.

Bugün 17 yaşındaki gencin öldürülmesiyle kendini gösteren ateş, yarın bir başka olayla Avrupa’nın tamamında ciddi şekilde toplumsal savaşların mini bir göstergesidir.

Geçmiş yüz yılda çok uluslu imparatorlukları, çok uluslu devletleri yıkma yolunu tercih eden, küçük ulus devletleri kurarak devletleri maddi ve manevi olarak elinde tutmayı tercih eden Avrupa ülkeleri, bugün geldiği nokta da sınırlarını fiziki olarak genişletmiş olmasa da, toplumsal, sosyal, kültürel yaşantısını genişlettiğini kabul etmek zorunda.

Avrupa bu yüzyılda evrensellik ve özgürlükler arasında tercihini yapmak zorunda.

Özgürlüklerin olduğu yerde evrensellik kavramı sorun yaratır.

Evrenselliğin olduğu yerde ise özgürlükler kavramı sorun yaratır.

Sorun da ateşe dönüşür ve yakar!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.