Dr. Taner Akman
BADEMCİK DEYİP GEÇMEYİN
Bir ortaçağ kalesi düşünün; etrafında da su dolu bir hendek.Tek bir köprü ve tahta bir kapısı var. Her savaşta düşmanlar elbette ki bu tahta kapıya yüklenecekler ve onu kırmak, yakmak yok etmek için uğraşacaklar zira aşılmaz hendek ve sarp duvarlar dışında kaleyi fethetmelerindeki görece en zayıf engel o... Savaşın sonunda kale kapısı belki paramparça olmuştur ama kaleyi istiladan korumuştur...
Kral der ki; "Yahu her savaşta bu kapı parçalanıyor, mahvoluyor; bunu her seferinde tamir ettirtmekten bıktım usandım. Çıkarıp atın bu kapıyı ki tamir zahmetinden de masrafından da kurtulalım!"
Ve kapı çıkartılıp atılır.
Bir sonraki savaşta istilacıların işi oldukça kolaylaşmıştır zira artık yıkıp parçalamak zorunda oldukları bir kapı yoktur. Tüm güçleriyle açık kapıdan içeriye kolayca girerler ve bu defa kapıyı değil, içerideki evleri, dükkanları, ahırları, savaş arabalarını, bulabildikleri herşeyi yakıp yıkarlar.
Evet, kapı yoksa sorun da yok diyen kral şimdi çok büyük zaiyatlarla ve sorunlarla karşı karşıyadır...
Vücudumuzu bir kale olarak düşünürsek bademciklerimiz işte bu tahta kapıya benzer.
Her tonsillitte antibiyotik tedavileriyle uğraşmaktan bıkan hasta, doktorun bademcik ameliyatı önerisini kesin bir çözüm ve kurtuluş olarak görüp kabul eder.
Bademcikleri tonsillektomi ameliyatı yapılıp alındığında artık bademcik iltihabı (tonsillit) olmaz ama onun yerine doğrudan içeri giren mikroplar sayesinde pek çok farklı hastalığa yakalanması kaçınılmazdır.
Artritler, karditler, bronşit, zatürre, barsak enfeksiyonları, gastrit...
Oysa ki bademcik ameliyatı düşünülen bir çocuğun tonsillektemi yapılmayıp 10 yaşından sonra bağışıklık sisteminin tam olarak oturmasının beklenmesi bu nedenle çok mantıklıdır...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.