Ben yazmaktan yorulmadım, korona virüsü da bulaşmaktan.

Yaz aylarının başında düşüşe geçen günlük vaka sayısı, dün itibariyle günlük 7 binlere çıktı.

Temmuz’dan çıkarız da, Ağustos da ne olur, Eylül ve Ekim’de ne olur onu Sağlık Bilim Kurulu bile bilemez.

Daha önce de benzer uyarıda bulundum.

Bilimsel bir uyarı.

Aşı olmak bu virüsün yok olduğu, size bulaşmayacağı veya virüs bulaşsa da iyileşeceğiniz anlamına gelmiyor.

Çünkü virüsü yok eden ilaç veya tedavi henüz yok.

Virüse kapılan insan, tamamen kendi bedeniyle hesaplaşıyor, çarpışıyor ve bedeni güçlü ise virüsü yeniyor, virüs güçlü ise hayatını kaybediyor.

Aşıların hızlanmasıyla birlikte insanlarda da bir rehavet başladı.

Maskeler takılmamaya, kabalık yerlerden korkulmamaya, temizlikte ise eski alışkanlıklara dönülmeye başlandı.

Bilimsel bir öngöre olmasa da, halk içinde konuşulan öngörü de kulağımıza kadar geliyor.

‘Gezin gezin, özgürce yaşayın, iki ay sonra yine kısıtlamalarla kapanacağız’

…

Her birimiz, Mart 2020’den beri yasaklı, kısıtlamaları günlerin acısını hem ekonomik, hem de psikolojik olarak çok ama çok hissettik.

Yeniden dönmek isteyen, o günleri özleyen olduğunu hiç sanmıyorum.

Peki, o günleri dönmemek için tedbirlere uymamanın anlamını düşünen var mı?

Maskesini takıp, kalabalıklardan uzak durup, temizliğine dikkat eden var mı?

Var diyenler yaşadı.

Yok diyenlerin Allah yardımcısı olsun!

Bir Dip Not:

Hollanda’da vaka sayısı artışına bağlı olarak geçtiğimiz hafta gece yaşantısı yeniden kısıtlanmak zorunda kalındı.