Yokuş aşağıya doğru tutmayan ve kontrol çıkmış bir araç gibi hissediyor bazen insan kendini. Ard arda gelen küresel ve yerel felaketler, gittikçe artan adaletsiz gelir dağılımı derken kişisel sorunlarımızın üzerine bir de çevresel sorunlar ekleniyor. Her gün uyandığımızda acaba bugün neler olacak ailemde/işimde/ülkemde/dünyada dediğimiz günlerdeyiz. En azından bu ara Covid pozitif vaka sayısı, mevcut yangınların kontrol altına alınıp alınmadığı, yeni yangınların başlayıp başlamadığı, yeni Milli Eğitim Bakanı’nın okullarının açılmasına yönelik açıklama yapıp yapmadığı (Sahi okullar açılacak mı?), Euro/TL paritesinde ne kadar daha fakirleştiğimiz gibi sorularla uyanıyoruz güne. Hal böyle olunca da gün boyu negatife odaklanıyor, kendimizi üzgün, yorgun isteksiz hissediyor ve ne yazık ki hissettiğimiz gibi düşünüyor ve bilinçaltımızda “kaos” ve “kıtlık” bilinci oluşturuyoruz. Tabi ki bundan çocuklarımız da payını alıyor.

Sanırım bu günlerde (aslında bence her zaman) yapılabilecek en sağlıklı şey, biraz haberlerden uzak kalmak (bu bahsettiğim ülke gündeminden kopmak ya da boş vermek demek değil), taraflı medya haberleri ya da pompalanan sosyal medya kirliliğe mesafe koymak, daha fazla okumak, ailemizle vakit geçirmek ve “yardımlaşma” ve “iyiliğin” iyileştirici gücünden faydalanmak olacaktır.

Bir de üzerine “kitap okuma” alışkanlığı edinerek gün içinde okuma fırsatı yaratabilirseniz sanırım daha yaşanabilir bir hale gelebilir hayat. Madem içinde bulunduğumuz dış çevre koşullarını değiştiremiyoruz (belki de iyilik ve yardımlaşma ile katkıda bulunarak katkıda bulunuyoruz) o halde iç koşullarımızı, düşünme biçimimizi değiştirelim ve bilinçaltımızın o muhteşem gücünden faydalanalım istiyorum. Nasıl mı?

Bilinçaltınızın gücünü keşfederek.

Büyük keyif alarak ve faydalanarak okuduğum Bilinçaltının Gücü’nde bakın yazar ne gibi önerilerde bulunuyor bizlere:

Hatırlanmaya Değer Fikirler:

Hazine sandığınız içinizdedir.- Yürekten arzuladığınız şeylerin karşılığını almak için kendi içinize bakın.

Bütün çağların büyük adamlarının büyük sırrı, bilinçaltının güçleri ile temas kurabilmeleri ve bunları ortaya çıkarabilmeleriydi. Siz de bunu yapabilirsiniz.

Bilinçaltımız bütün sorulara cevap verebilir. Uyumadan önce bilinçaltınıza “Saat altıda kalkmak istiyorum” derseniz, sizi tam o saatte uyandıracaktır.

Bilinçaltımız bedenimizin inşaatçısıdır ve kişiyi iyileştirebilir. Her gece kafanızda mükemmel bir sağlık fikriyle uyuyun; sadık hizmetkarınız bilinçaltınız size mutlaka itaat edecektir.

Her düşünce bir neden, her koşul ise bir sonuçtur,

Kitap yazmak, harika bir oyun yazmak, dinleyiciler karşısında daha iyi konuşma yapmak istiyorsanız; bu fikri sevgiyle ve inanarak bilinçaltınıza aktarın. Bilinçaltınız size karşılık verecektir.

Siz gemiyi yöneten kaptan gibisiniz. Kaptan doğru komutlar vermelidir; aksi halde gemi enkaza dönebilir. Aynı şekilde siz de bütün deneyimlerinizi kontrol eden ve yöneten bilinçaltınıza doğru komutlar ( düşünce ve imgeler) vermelisiniz.

Asla “Buna param yetmez” ya da “Bunu yapamam” gibi ifadeler kullanmayın. Bilinçaltınız sözünüzü dinler, istediğiniz şey, yapmak için paranız ya da yeteneğiniz olmadığını görür. Olumlu bir biçimde “Her şeyi yapabilirim” deyin.

Hayatın yasası, inanç yasasıdır. İnanç zihninizdeki düşüncedir. Size zarar verecek ya da sizi incitecek şeylere inanmayın. Bilinçaltınızın sizi iyileştirme, güçlendirme, zenginleştirme ve size ilham verme gücüne inanın. İnanmanız halinde bunlar gerçekleşir.

Düşüncelerinizi değiştirirseniz, kaderinizi değiştirirsiniz. İz ruhunuzun (bilinçaltınızın) kaptanı ve kaderinizin efendisisiniz. Unutmayın, Seçme yeteneğiniz var. Hayatı seçin! Sevgiyi seçin! Mutluluğu seçin!