“Sarhoşken söylenen herşey ayıkken mutlaka düşünülmüştür”

Bu Flaman atasözü benim favorimdir.

Her zaman sarhoşluğun veya kızgınlığın arkasına saklanılarak ağızdan kopup giden cümlelere açıklama getiririz.

Aslında öyle demek istemedim, alkolün etkisiydi.

Yok hiç öyle bir düşüncem yoktu, tamamen kızgınlıkla söylendi.

Olabilir mi öyle birşey?

Yani birisi sigaradan  nefret ediyorsa eğer, gördüğünde midesi bulanıyorsa, sarhoşken sigara içebilir mi?

Çok sevdiği birisini sarhoşken gördüğünde nefret eder mi?

Yani hiç var olmayan, akıldan asla geçmemiş düşünülmemiş şeyler alkolle yüzeye çıkmaz, çıkamaz.

İlla ki düşünülmüştür, akıldan geçmiştir.

Pırlanta gibi adam aslında ama içince karısını dövüyor işte alkol iyi gelmiyor gibi komik bir cümle olabilir mi?

Alkol yardımcıdır sadece. Içindekileri dışarı çıkaran yardımcı. Içinde yaşayan bir şeytan vardır, alkolü alırsın ve çıkar.

Kızgınlıkla söylenen şeyler de öyledir. Hayatımızda hiç kızmadığımız aslında çok da sevdiğimiz birisine kızınca söylediğimiz sözler fena halde gerçektir.

Ya hiç sevmiyoruzdur, ya da içten içe çok fena kızıyoruzdur, bir sinir harbinde hepsi ağızdan uçarcasına dökülür. Geri de dönülmez.

Kızınca öyle şeyler söyleriz ki, aslında kendimizin de çoktan unuttuğu veya unuttuğunu sandığı. Yıllar önce kızıp, içimize atıp orada nadasa bıraktığımız o şey, bir anda dilimizin ucunda bitiverir.

Yüzünüze gülüp sizi seviyor sandığınız birisi size bir gün öyle şeyler söyler, anlarsınız ki aslında sizden hiç haz etmiyormuş. 

Öfkeyle kalkıp zararla oturmak dedikleri de işte budur. Oyun masasına oturup para kaybetmek değildir manası.

Bir anlık sinir, öfke öyle şeyler söyletir, öyle hareketler yaptırır ki, bazen geri de dönüşü olmaz. Nice dostluklar, evlilikler, ortaklıklar biter.

Bin düşün bir söyle denir.

Birisine kızıp hakaret edersiniz kendinizi hakimin karşısında bulursunuz. Birisi o anda sizi kayda almış olsa nefret kusan yüzünüzden korkarsınız belki. Geri dönüşü yoktur işte. Öfke böyledir.

Sarhoşken söylenen şeyler gibi, kızgınlıkla söylenen şeyler de önceden muhakkak düşünülmüştür.