Banu Pirinçcioğlu

Banu Pirinçcioğlu

BİRİ BİZİ KAZIKLIYOR

Ülkemiz bizi kazıklamak isteyen markalarla dolu. 

Istisnasız aportta bekliyorlar. En ufak bir fırsatı yakaladılar mı sizi kazıklamaktan büyük keyif alıyorlar. 

Kendi üstüme alınmıyorum, herkes kazıklanıyor yazık. 

Ben bir tek beni buldular kazıklıyorlar sanıyordum ama öyle değilmiş.  Meğer herkesi kazıklıyorlarmış. 

Bunu sosyal medyaya girip yorumlara bakınca görüyorum. Ben ne yaşadıysam herkes yaşamış. Bir değil yüzlerce kişi yaşamış. Çok sevindim, yalnız değilim. 

Tabii insan merak ediyor, bu yüzlerce kişinin kaç yüz tanesi hakkının peşine düşmüş. 

Çünkü genelde okuduklarım şöyle cümleler içeriyor; lanet olsun size, allah cezanızı versin, hesabımı kapattım allahınızdan bulun gibi duygu yüklü yorumlar. 

Bir kişi de sizi tüketici merkezine şikayet ettim dese gidip bulup alnından öpeceğim. 

Neyse şimdi benden uyarması, sizden hesaplarınızı kontrol etmesi. 

Bu haftaki kazıklayan firmalarımız Garanti bankası ve türk telekom.  

Hiç ikiletmeden ilişkimi kestiğim iki kurum. 

En tahammül edemediğim şey kazıklanmak. Hatta enayi yerine konmak. 

Türk telekom ile başlayalım. 

Yaklaşık iki sene önce beni arayıp bana teklifler sunan tabiri caizse yalvaran bir kurum. Size şöyle teklifimiz var böyle önerimiz var.  Şu kadar taahhüt edin size şu kadar indirim yapalım diye diye beni müşteri yaptılar. Evime interneti bağlattım. Bir ara yine aradılar, şu kadar ay sizin için bir teklif var size özel diye. Tabii ki dedim kabul ettim. 

Dün modemimdeki ışıklar disko ışığı gibi yanıp sönmeye başlayınca hayırdır deyip aradım kendilerini. Hatta beklerken, sıkılmayayım diye bana cayma haklarımı, fatura bilgilerimi dinlettiler. O anda bir beynimde ışık çaktı. Benim anlaştığım rakamın üç katı. Dedim ben herhalde çılgınca bir internet kullandım. Sınırsız internetin sınırlarını aştım. Telefona yanıt veren kişiye sordum. Taahhütüm bitmiş o yüzdenmiş. Peki beni aramaktan çekinmeyen, sms atan, teklifler sunan o telekom bunu bildirmek için arama zahmetine katlanmamış mı? Yok aramazlar onlar siz takip edeceksiniz dedi. Tamam diyerek hiç uzatmadım ve tıpış tıpış gidip hattımı hemen kapatıp bu firmaya para kazandırmayı o dakika bıraktım. 

Başka bir operatörle anlaştım, gelip bağlayacak bağlamasına ama önce telekomun hattı kapatmasını bekleyecek. Çünkü telekom bir haftada ancak hat kapatıyor. İnternet bağlamak için iki günde kapınıza gelen telekom, kapatmak için bir haftada geliyor. Kurtulmak için bile sabretmeniz gerekiyor.  Bir operatör gitmeden öteki gelemiyor. 2020 de, teknolojinin tavan yaptığı bir dönemde internetsiz kalabiliyorsunuz. 

Gelelim Garanti bankamıza. 

Bu bankamız da, kapımızda yatanlardan. Size onu veririz, bunu sağlarız, bize gelin, haydi gelin, lütfen gelin diyen bir banka. 

Otomatik ödeme talimatlarımız, eft havale allah ne verdiyse vermişiz bankaya. Eft ücreti almayacağım demiş, sözler vermiş. Bir kaç senemiz böyle mutlu mesut geçmiş. 

Bir gün hesaplara şöyle bir bakarken, iki liralar, bir liralar havalarda uçuşunca ne oluyor diye aradım. 

Bizim anlaşmamız varmış şirket olarak. O anlaşma bittiği için alabilirmiş. 

Otomatik ödeme talimatı verin diye yalvardınız ama hani?

Evet ama işte anlaşma bitince alınıyor hanfendi...

Peki gün aşırı bana sms atan, onu bunu bilgilendiren, orda taksit var, burada kampanya var, şu kadar kredi verelim, bu kadar bonus verelim diye arayan banka, anlaşma bitmiştir gibi iki kelimelik bir sms atamıyor mu?

Bu soruları tabii ki banka yetkilisine soruyorum.  Genel olarak yanıtlar, haklısınız ancak, evet sizi anlıyorum ancak çerçevesinde veriliyor. Sıfır anlam, sıfır tatmin. 

Banka mı yok, dolu. Alıp paramızı gidiyoruz. 

Garantiyi oldum olası sevmeyişim hep benzer müşteri memnuniyetinden uzak tavırlardan sebep. 

Yoksa bir iki liraya takılmış değilim.  Enayi yerine koyulup kazıklanmayı sevmiyorum. Hepsi bu. 

Siz de benim gibi faturalarını çok didikleyen biri değilseniz hemen açın bakın. Birileri sizi çaktırmadan kazıklıyor olabilir. 

Önceki ve Sonraki Yazılar