Şekilcilik bizim mayamızda var. 

Belki her birimiz kraliçenin on beşinci kuşaktan torunu olduğumuz içindir. Belki kanımızda bilmediğimiz bir asil kan vardır. 

Sonradan görme olanımız bile şekilci ise eğer, biz kesinlikle kraliçenin torunlarıyız. Hepimiz asiliz. 

Burnumuz kaf dağında gezeriz. 

Yok hiç abartmıyorum. Biz kesinlikle öyleyiz. Sağıma dönüyorum şekilci, soluma dönüyorum başka  bir şekilci. İçlerinde asil kan taşıyan yok bildiğim kadarıyla.  Ama kimse kimseyi beğenmiyor. Hep burun kıvırıyor. 

Çoğu insanlıkla tahsili birbirine karıştırıyor. 

Var mesela öyle insanlar. Çocuğunun illaki tahsil yapmış biriyle evlenmesini isteyenler gibi.  Tahsili olmayan ama insanlığı olanı elinin tersiyle iter. Maksat okumuş olsun.  Öküz olsun ama okullu öküz kabul. 

Mesela hemen bir örnek vereyim. Başıma gelmiş bir örnek. Kulaktan dolma değil, birebir yaşanmış örnek. 

Bir süre önce kötü bakılan bir köpek için kaymakamlığa ihbarda bulunmuştum dilekçe ile. 

Bir de arada tanıdık var. İşlem hızlansın diye. 

Kaymakamlık görevlisi kontrolü yapıp bana bir azar gönderdi. 

"Gayet düzgün insanlar, doktor üstelik, vaktimi boşa harcadınız"

Alın size şekilciliğin en güzel örneği. Bir insanın mesleği bütün suçlarını örtüyor. 

Hatta suç bile görünmüyor. Doktorsan tamamsın. 

Tabii bu bizim ülkemizde böyle. Biliyorsunuz ki medeni ülkeler kim olduğunuzdan çok ne yaptığınızla ilgileniyor. 

Şimdiye kadar hiçbir şikayetime böyle komik bir dönüş almamıştım. 

Oysa eğer mesleğine bakmaksızın, hayvana nasıl baktıklarına gerçekten bakmış olsalardı göreceklerdi. Ama olmadı. Hayvancağız meslek engeline takıldı. 

Bundan seneler önce sitemizde bir apartman görevlisi vardı.   Bir köpek sahiplenmişti. Canından çok severdi. Çok şikayet edildi, çok uğraşıldı. 

Doktor olmadığı için pek birşey yapamadı. Bir süre sonra ailecek köpeklerini de alıp gittiler. Oysa çok düzgün biriydi. Her akşam bütün köpek sahipleri toplanırdık, o da bizimle gelir köpeğini gezdirirdi. Hepimiz birdik. Doktormuş mimarmıış bakmazdık. İnsan olan gelirdi. 

Bir modern apartman. Binanın etrafı duvarla çevrili ama yetmemiş, üstten de jiletli tel çekmişler. Böyle bir durumu ihbar edince hemen ilgilenip söktürüyorlar. Neden derseniz, hayvanları öldürüyor. Seversiniz sevmezsiniz ama zarar veremezsiniz. Kaç tane kuş telef oldu, kaç kedini boğazı kesildi. Bilinçli  katliam. 

Apartman sakini şikayetini yapıyor. Ama gel gör ki, eski bir belediye başkanının ailesinden biri orada oturuyor diye işlem yapılmadan gidiliyor. 

Şekilcilikten tam olarak kastım budur. 

Ne zaman adam oluruz? Adam olur muyuz?

Zor. Bu zihniyetler mevcut olduğu müddetçe olamayız. Sinir oluruz, deli oluruz, kızarız, isyan ederiz. Maalesef adam olamayız.