Tahir Yavuz
BUZAĞILAR RİSK ALTINDA
Bir sütçü sığır işletmesinde kazancı ve sürdürülebilirliği etkileyen 3 temel nokta vardır.
Doğan buzağıyı yaşatmak, inekten alınabilecek en yüksek verimi almak, ineği tekrar gebe bırakmak.
Zaten bir kısım buzağıyı daha doğmadan önce kaybediyoruz. Fakat, ne yazık ki; canlı doğan buzağılardan da kaybettiklerimiz oluyor. Buzağı sağlığını riske sokan birçok hastalık var. Kimisi bakteriyel, kimisi viral, kimisi besleme ile ilgili, kimisi de paraziter etkenlerden dolayı. Bunların önlemlerini biliyoruz. Ama uygulama hataları ve ihmaller yüzünden buzağıların sağlığı tehlikeye giriyor.
Çoğunlukla insan eliyle oluşturulan riskler söz konusu. Bu riskler de ancak insan eliyle düzeltilebilir.
İnsan eliyle oluşan ve insanların doğru yaklaşımıyla düzeltilebilecek olan risklere bir göz atalım; göbek kordonunun dezenfekte edilmemesi, buzağı mamasının iyi karıştırılmaması, topaklaşması ya da her seferinde farklı yoğunlukta olması, biberon emziğinin ağzının aşırı açık olması, barınakta, kovalarda, biberonlarda kötü hijyen, kuru ve temiz kuralına uymamak, yani pis ve ıslak ortamlar, her türlü ani değişiklikler, aşılamaların ve antiserum kullanımının ihmal edilmesi, buzağılara mastitisli, antibiyotikli, görünüşü normal olmayan örneğin; kanlı süt verilmesi, kolostrumun (ağız sütünün) eksik verilmesi, kolostrumun kirli, mikrop yüklü olması, büyüklerle buzağıların aynı yerde barındırılması, kalabalık barınaklar, farklı grupların birbirine karıştırılması, annelerden başlayarak parazit mücadelesinde ihmaller, kirli ve ıslak altlıklar, yemlik ve sulukların dışkı ile kirlenmiş olması, soğuk süt veya soğuk buzağı maması içirilmesi, gözlem eksikliği, vitamin ve mineral eksikliği, aşırı soğuk veya aşırı sıcak stresi, kötü havalandırma.
Yukarıda sayılanlar risk faktörleri olup, buzağı kayıplarına yol açabilecek durumlardır. Bu konulara dikkat etmeyen işletmeler sürü yönetimi ve koruyucu hekimlik ilkelerini gözden geçirmelidirler. Tümü insanların yarattıkları sorunlardan ibarettir ve önlenebilir.
Aşısı olan hastalıklar için anne adaylarından başlamak üzere aşılama yapılması, antiserum uygulamalarının eksiksiz olarak takip edilmesi şarttır.
Göbek kordonunun doğumu takiben derhal dezenfekte edilmesi, iki saat sonra aynı işlemin tekrarı, temiz ve yeterli ağız sütü verilmesi dikkat edilmesi gereken konulardır.
Buzağılara mastitisli, anormal, antibiyotikli, süt içirmenin riskleri bilimsel çalışmalarla ortaya konulmuştur. Pensilvanya State Üniversitesi’nden Prof. Dr. Arlyn Jud Heinrichs ve ABD Tarım Bakanlığı Epidemiyoloji Merkezinden Willard C. Losinger bu konuda çalışmalar yaparak, yayınlamışlardır.
Kaliteli, temiz kolostrumlar (ağız sütleri) biriktirilmeli, dondurularak saklanmalı, gerekli hallerde kullanılmalıdır.
Ağız sütü; koruma maddeleri, direnç artırıcı maddeler, vitaminler, mineraller, ihtiyaca yönelik protein ve enerji içerir. Buzağıların yeterli miktarda ve temiz ağız sütü alması sağlanmalıdır.
Çiftlik kurulurken, daha en baştan kalabalık, karışık ve kötü havalandırmalı olmayacak şekilde tasarlanmalıdır. Mama, yem, yer değişiklikleri yapılmak zorunluluğu ortaya çıkarsa yavaş yavaş yapılmalıdır. Mümkünse bu tip değişiklikler yapılmamalıdır. Gözlem ve erken müdahale çok önemlidir. Ani karın şişkinlikleri ölüme yol açabilir. O sebeple, iyi gözlem büyük önem taşır.
Buzağıların Selenyum + E vitamini ve çinko eksiklikleri olmayacak şekilde beslenmeleri, bu yönde desteklenmeleri için gereken önlemler baştan alınmalıdır.
Bu konulara dikkat eden ve ihmal etmeden uygulayan işletmeler maliyetlerini düşürecek, kazançlarını artıracaklardır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.