Semra Güzel
Kırmızılı Adam
İçim acıdı onu görünce. Metroda yerde oturuyordu. Metrodan önce de onu gördüğümü hatırladım. Yenişehir'de durakta da yerde oturuyordu. Önce tinerci zannettim. Öyle de olsa benim için farketmezdi. Çünkü insan.
Onu ilk gördüğüm yerde, elinde tuttuğu ve boynuna doladığı uzun kollu kırmızı tişortü dikkatimi çekmişti. Önce anlayamadım, durak kalabalıktı. Sonra onu bakışlarımla incitmemek için ara ara bakmaya çalıştım.
O arada bineceğim otobüs geldi. Baktım o da hareketlendi. Eyvah şimdi bilet konusunda şoför ile bir sıkıntısı olur mu? olursa ben hallederim diye düşünüyordum ki şoför ile aralarında kısa bir diyalog geçti Kırmızılı Adam kartını gösterdi ve geçti. Sanırım ücretsiz geçiş kartı vardı.
Bu arada Kırmızılı Adam dediğime bakmayın en fazla otuzlarındaydı. Aklımda onunla ilgili bir sürü düşünce uçuşuyordu. Ve kendim için hiç düşünmediğim bir şey geldi aklıma. Keşke sihirli bir değneğim olsaydı.
Senaryonuzu değiştirebilirsiniz demiştim geçen hafta. Galiba bazen bu mümkün olmayabilir diye düşünüyorum şimdi de. Ne zaman olmayabilir, sanırım akıl melekelerinde bir şeyler yolunda gitmediğinde.
Kırmızılı Adam'ı tekrar farkettiğimde, meğerse metroya da birlikte binmişiz, metroda da yerde oturuyordu. Elinde tuttuğu tişortü ve boynuna doladığı tişört koluyla, boynunu sıktığını sonra serbest bıraktığını gördüm. Bu hareketi aralıklarla tekrar ettiğini gördüm. İçim acıdı.
Sana bu hareketi yaptıran nasıl bir acıdır, nasıl bir duygudur diye düşündüm. Ölüme gidip kıyısından vazgeçiyorum der gibiydi.
Sonra en canalıcı cümleyi kurdu. Yanında ayakta duranlara sizin ağabeyiniz var mı? diye sordu. Ve ardından kendi cevap verdi. Benim var, cezaevinde dedi. İçim kıyıldı. Son durağa gelmiştik. Onu gözetliyordum. Ayağa kalktı, yürüyen merdivenlerde ilerledi. Bu arada onu süzdüm. Ayakkabılarının topuğuna basmış, çorapları yoktu.
Metro koridorunda yürürken karşılaştıkları na sigaran var mı diye soruyordu. Sigara kullanmıyorum ama yanımda keşke sigara olsaydı diye düşünmedim değil. Tam metrodan çıktık, baktım sigara var elinde. Ama bu arada kafamda deli sorular. Para versem yanlış anlar mı? Ona yardım edebilir miyim? Ya da nasıl yardımcı olunabilir?
İşte tam da bu noktada sihirli bir değneğim olsaydı, ihtiyacı olanlara karşı böyle bir yeteneğim olabilseydi diye iç geçirdim. Ona iyi gelecek iyilik getirecek tüm güzellikleri sunmak isterdim. Üzüldüm ama sadece üzülmek değil, sorgusuz sualsiz ona onun istediği iyilikleri vermek isterdim.
Yanına gidip aklımdan geçenleri ona sunsam alacağım yanıt ve davranışların çok farklı olabileceğini hatta üzücü davranışlar sergileyebileceğini tahmin edebiliyorum. Bunu başka bir yazımda anlatabilirim. O yüzden o an bir çözüm üretemedim. Ama Kırmızılı Adam' a yardım edebilecekler ailesi ve onların desteği. Ama ailesi var mı? onu da bilmiyoruz. Umarım çevresinde onu sevenler ve yardım edenler vardır. Öyle düşünmek istiyorum.
Kırmızılı Adam gibi olanların çözüm noktası, çözüm yaratıcıları kim ve bunun yolu nedir? Aklımız bize nasıl bir oyun oynuyor? Bir daha ki yazının konusu olsun. Araştırıp yazacağım. Bekleyiniz lütfen.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.