Nil Deniz
Çağımızın hastalığı Corona ( Covid-19)
2020 Ocak ayı itibariyle küresel olarak hepimiz için yepyeni bir çağ başladı. Getirdiği şimdiye kadar ki olumsuzluklarından dolayı sevdik mi? Hayırrr...
Oysa ki ; 2019 ‘un son dakikalarına ne hayaller , ne dilekler yüklemiştik... Ardı ardına gelen olumsuz haberler… En son da çağımızın en büyük ve en riskli hastalığı Corona Virüsü ( Covid-19). Dilerim bu kabus başta ülkemiz için son bulur, bizler de normal günlük yaşantılarımıza, sağlıklı, güzel günlere yeniden döneriz.
Bu hastalıkla ilgili ; başladığı ilk günden bu yana , hastalığı anlatan farklı farklı ses kayıtları, video görüntülerinin birçoğu ,varsayımlar whtspp üzerinden halen dolaşmakta… Bir yandan da sosyal medyadan yurtdışındaki bir çok hastanın fotolarına , videolarına denk gelebiliyoruz. Hepsi de “biz tedbir almakta geç kaldık, lütfen siz dikkate alın, hayatınızdan olmayın" gibi tecrübeye sabit pişmanlık dolu yorumlarını dile getiriyorlar. Ama bunları hiç kaile almayan bir kesim de ne yazık ki var.
Türkiye genelinde Covid-19'un en çok yayıldığı iller sıralamasında, İstanbul'dan sonra İzmir ‘in 2. sırada olduğunu açık ve net bir şekilde verilere istinaden hep birlikte görmüş, duymuş olmamıza rağmen, (bunu yazarken bile geriliyorum) halen de umursamaz, bu konuda fazla abartıldığını düşünen, nedeni bilinmeyen cahil özgüveniyle günlük hayatına normal bir şekilde lay lay lom devam eden bir kesim var ki, Allah hepimizi asıl onlardan uzak tutsun…
Bu kadar duyuru , haber , hasta , kaybımıza rağmen, “Yaa siz de ne çok abartıyorsunuz" diyerek hafif alaylı bir gülümsemeyle etrafa bakmaları... Normal bir grip gibi algılamaları …
Peki... Velev ki hadi ben abarttım… Ali abarttı… Ayşe abarttı… Mehmet abarttı… Peki siz hiç mi haber bülteni izlemiyorsunuz, hiç mi gazete okumuyorsunuz , hiç mi günlük hayattaki vakalara uzaktan da olsa tanık olmuyorsunuz, görmüyorsunuz, duymuyorsunuz… Hiç mi sevdikleriniz , kaybetme duygusu , çevrenize karşı sorumluluk duygularınız yok… E mübarek siz o zaman uzay boşluğunda yaşıyorsunuz ve bu dünyanın insanı kesinlikle değilsiniz…
Bizden mümkün mertebe “hayat boyu” uzak durun!
#Hayatvesigar ve #evdekal hastagleriyle özellikle instagram üzerinden evde geçen günlerimizi paylaşmaya devam ediyoruz. En güzeli de ev temizliği ile beraber kendimizi geliştirebilecek yeni birşeyler üretmek (Ben mutfağı çok seviyorum, özellikle ekmek ve yoğurt yapımı çok keyifli, bir o kadar da sağlıklı) Ama mutfakta üreteyim derken kilo almamaya da dikkat etmek lazım..
Bu yüzden yemek ölçülerimizi az tutmaya özen gösterelim . Çünkü gün içerisinde tüketimimiz çay / kahve ile birlikte çok olabiliyor . Ve yine güzel olan vazgeçilmezimiz olan kitaplarımız…
Ben kitap okumayı çok seviyorum ve benim gibi okuyup paylaşmayı seven kitapseverleri gördükçe de mutlu oluyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.