Kuşak kuşak çoğalarak sarınca toptan arzı.

Bulabildikleri tek yol sinsi ingiliz tarzı.

Kursaklarında başka kuşlara ait yemler.

Göğüsleri hakim yaka, kafaları çay demler.

Ayaklarında kayık burunlu italyan papuç.

Dudakları timsahi kavramış marakeş marpuç.

Bacaklarında kısa paçalı hacivat pantolon.

Yer açmak için pırasa gibi keser kolon.

Dertleri banka hesaplarına yığmak washington.

Göbekleri kendilerinden önce eve giren tonton.

Hiçbir değer tanımaz, bilmez pespaye.

Her yolu kendine çıkarır, utanmaz paye.

Bir eşeğin yarı kadar kaydadeğer huyu var.

Yağmur olsan tükürsen yüzüne, suyu kar.

Sabahtan akşama takip eder ihale.

Hangi ahlak getirdi bunları bu hale.

Kapısında bekler siyah alman beşyüz sel.

Elbet görür hesabı, vicdanlı, adaletli bir el.

Yeryüzünde yoktur bunlardan daha kötüsü.

Eksik olmaz takyelerinin dikiş tutmaz ütüsü.

Herdem doğruluktan, ahlaktan dem vururlar.

Hakikati görünce tavşan gibi ürker dururlar.

Vakitlerinin tamamında en başta parayı ararlar.

Akıllarını gazeteye yazsan göz silmeye yararlar.

Kaçsanda kurtulamazsın bu pejmürde varlıkta.

Ne bol günlerde yanında olur ne de darlıkta.

Dantel dantel örerler fransız tuzağını.

Görmezler ne yakını ne de erdemin uzağını.

Gözlerine inmiştir altın ve gümüşten perde.

Derman olmazlar bir yaraya bir derde.

Uzakta değil, virüs gibi dibimizden yaşarlar.

Bizim adil ve özgür olmamıza tilki gibi şaşarlar.

Hepimiz biliyoruz bunların kim olduğunu.

Yetimlerin tüylerini hangi puştun yolduğunu.

Bunlar yumrudur, saman altında patates.

Elbet bir gün anlaşılır ALSANCAKLI SOKRATES.

Yusuf AKIN/ 15.11.2020/ İzmir