Mikrop Hikmet
DARBE VE TERÖR ÇOCUKLARI ETKİLİYOR
Terör karanlık ve kirli yüzünü bir kez daha gösterdi...
Bu kirli eylem sadece Ülkem de değil dünyanın her yerinde kendini gösteriyor.
Öyle siyasi konuşmalar yapmayacağım... merak etmeyin.
O kadar hassas bir durum ki ak baba gibi bekliyor birileri... Hani klavye delikanlılığı yapacaklar ya.
Bu yazımda masum çocuklarımız ile ilgili bir iki şey söylemek istiyorum...
Ülkem de huzur istiyorum... Artık ses tonu yüksek negatif ve kavgacı insanlar istemiyorum... Bakın çocuklarımız ister istemez çok etkileniyor.
Hani ister istemez her ortam da konuşuyoruz.
Farkında değiliz taksiye biniyoruz konuşuyoruz... Bakkala giriyoruz konuşuyoruz.
Eve misafir geliyor konuşuyoruz.Konu hep aynı Terör ve hırçın siyaset.
15 Temmuz gibi alçak ve hain darbe girişimi geçirdik...
O dönemdede ve hatta hala konuşmaya devam ediyoruz.Etmemiz lazım tabiki de lakin Çocuklarımızı hiç mi düşünmüyoruz.
Toplumun her kesiminde duyulan endişe belirsizlik ve umutsuzluk çocuklar üzerinde derin etkiler bırakıyor.
Terör eylemleri... Şehitler... ve 15 Temmuz hain alçak darbe girişimi hiç kuşkusuz hepimizin ilk gündem maddesi olmuştur.
Bu nedenle yetişkinler olarak baş etmekte zorlandığımız bu belirsizlik durumu, çocuklar için başa çıkılması çok daha zor bir endişe kaynağıdır.
Bu darbe ve terör girişimleri yetişkinlere kıyasla çocukları daha çok etkilemektedir...
Bu nedenle hemen internete girdim uzmanlar ne diyor diye şöyle bir bakındım...
Uzmanlar şunu söylüyor.
Çocukların özellikle savaş ve ölüm ile ilgili temaları anlamakta zorlandıklarını ve bu nedenle yaşananları aktarma konusunda titiz davranılması gerektiğini aktaran Uzman Klinik Psikolog Esma Uygun, ebeveynlere şu tavsiyelerde bulundu:
Çocukların duymayacakları şekilde haberleri takip edin.
Çocuklarınız bu haberleri görmüşse ve üzerinde konuşmak isterse dikkatlice dinleyin.
Ne hissettiklerini anlamaya çalışın ve sorun.
Korkularına ilişkin ‘saçma’, ‘gereksiz’, ‘korkma’ gibi kelimeler kullanmayın. Korktuğunu anladığınızı belirtin.
Böyle bir durumda korkunun normal olduğunu ifade edin.
Her ne olursa olsun yanında ve güvende olduğunuzu söyleyin.
Soruları varsa dikkatle dinleyin.
Çocuğunuzdaki kaygı belirtileri devam ediyorsa bir uzmana başvurun.
Kaygı bozukluğu yaşarlar
Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Sosyal Pediatri Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Selda Fatma Bülbül ise, terör eylemlerini medya üzerinden uzun süre takip eden çocuklar daha fazla kaygı bozukluğu yaşamaktadır. Bu çocuklarda; uyku sorunları, kâbuslar ya da depresyon görülebilmektedir. Özellikle okul çağı çocuklarında terör saldırılarından sonra gelişen travma sonrası stres bozukluğunun başlıca sebebi bu olumsuz haberlere ‘aşırı maruziyet’ olarak gösterilmektedir.” dedi. Bu dönemde ailelerin iletişimi daha da güçlendirmesi gerektiğine vurgu yapan Bülbül, “Aile üyeleri birbirine özen göstermeli ve barışçıl bir dil kullanmalı. Anne-babalar çocukların olaylarla ilgili duygu ve düşüncelerini anlamaya çalışmalı. Çocuk korkuyorsa, çocuğun korkusunu dikkate alarak normalden daha fazla ilgi göstermeli” ifadelerini kullandı.
Klinik Psikolog Begüm Ayşegül Aydınoğlu, travmatik olaylar karşısında ailelerin yapması gerekenleri 7 maddede özetliyor:
1- Terör olayları çocukların güvenlik hislerini zedeler. Bu sebeple, evde ve okulda güvende olduklarına dair olan inançlarını tazelemek ve yakınlarının yanlarında olduğunu hissettirmek önemlidir.
2- Çocuklar, pek çok farklı kaynaktan yanlış bilgiler edinmiş olabilirler. Bu sebeple, öncelikle olay hakkında onlara neler bildiklerini sormak ve ardından yaşlarına uygun, basit ve net bir şekilde neler yaşandığının paylaşılması iyi olacaktır. Aynı zamanda, çocuklara istedikleri zaman olay hakkında soru sorabilecekleri ve duygularını paylaşabilecekleri ortam sağlanmalı.
3- Bu olaylar karşısında üzüntü, öfke gibi yaşanacak tüm hislerin doğal olduğunu bilmelerine ve neler hissettiklerini konuşmalarına izin verilmeli, duygularını açığa çıkarmaları için onlara yardımcı olunmalıdır.
4- Çocuklarla konu hakkında konuşurken sakin kalmak önemlidir. Duygularına dair en önemli ipuçlarını ailelerinden alacaklarından, kaygılı bir yaklaşım içinde olmamak ve yemek yeme, uyku saati gibi günlük rutinleri aynı şekilde devam ettirmek gerekiyor.
5- Eğer çocukların yaşları küçükse, neler yaşandığı ve neler hissettikleri hakkında resim çizmeye ya da oyun oynamaya teşvik edilmeli. Bu, onların duygularını anlamlandırmalarına ve yoğun duygularıyla başa çıkmalarına olanak sağlar.
6- Televizyon, internet, sosyal medya ve gazeteler gibi olay hakkında yoğun şiddete maruz kalabilecekleri medya organlarının kullanımı ailelerin rehberliğinde takip edilmelidir.
7- Çocukların iyi olabilmeleri için öncelikle ailelerin iyi olmaları gerekir. Bu süreçte duygularını fark etmeleri, anlamlandırmaları, çevreleriyle paylaşmaları ve günlük rutinlerine devam etmeleri onlara yardımcı olacaktır. Her şeyin daha iyi olacağına dair umutlu olmak ve bunu çocuklara yansıtmak, onların dayanıklılığını artırır ve rahatlamalarını sağlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.