Çok sevdiğim yazarlardan olan Sabahattin Ali’nin ‘’İçimizdeki Şeytan ‘’ adlı kitabında en sevdiğim cümleyle karşılaştım. Yıllar önce okuduğumda yine etkilenmiştim ancak bugün yine okuyunca farklı etkilendiğimi hissettim. Sanırım bu dönem, böyle cümlelere daha çok ihtiyacımız var. Diyor ki Ali: ‘’İnsan sevdiğini olduğu gibi sever, olmasını istediği gibi değil.’’

Önemli bir saptama çünkü hayatın hızlı akışı içinde bir ilişkinin nasıl olması gerektiğine dair pek çok safsata dolaşıyor ortada. İlk kriter olarak alınamayacak birçok şey en önemli maddelermiş gibi bize sunuluyor. Sürekli eğlenen, sürekli para harcanan, sürekli sürprizler yapılan ilişkiler mükemmel ilişkiler olarak gözümüze sokuluyor. Şimdi bu yazıyı okuyanlar, benim bunları hiç baz almadığımı düşünmesin. Tabi ki gezmek eğlenmek güzeldir, önemlidir ancak daha önemli kriterler olduğunu ve bir ilişkiyi doyumlu yapanın bu sayacaklarımız olduğunu düşünüyorum.

Bir ilişkide gerçek mutluluk nedir? Değer ve ilgi gördüğümüz yerde mutlu oluruz. Doyumlu bir ilişkinin anahtarı da budur. İşte o yüzden sevdiğimizi olduğu gibi kabul etmek önemlidir. Çünkü olduğu gibi kabul edildiğini düşünen birey, o ilişkide kendi olmayı da başarır. Değer gördüğü gibi değer vermeyi de başarır.

Yukarıda anlattığımız sağlıklı bir ilişki modelinin olmazsa olmazıdır. Peki biz ne oluyor da bunu tam anlamıyla başaramıyoruz?

Öncelikle hepimizin ne aradığına odaklanmalıyız. Çoğumuz kendi ailemizde gördüğümüzü arıyoruz. Tam anlamıyla doyumlu bir aile yapısına sahipsek ilişkimize de bunu yansıtıyoruz. İlgiyi hissetmeyi nasıl öğrendiysek aynen devam ediyoruz. Ancak karşımızdaki farklı bir aile yapısına ve kişiliğe sahip. O yüzden senin yansıtma biçimin karşındakiyle aynı olmayabilir. İlk yapmamız gereken karşındakinin ilgi anlayışını öğrenmek ve orta bir yol bulmak.

İlişkide bulunduğunuz insanın birçok arkadaşı dostu olabilir. Onun yanındayken diğerlerinden farklı olduğunuzu hissettirecek bir farklılık göremiyorsanız sıkıntı var demektir. Karşınızdaki sizin nasıl hissedeceğinize dair empatiyi kuramıyor demektir.

Yukarıda da belirttiğimiz gibi hepimiz farklı yapılara sahibiz. Farklı düşünme biçimleriyle hareket ediyoruz. Bir konuda farklılıklarımız olacaktır. Karşınızdaki sizin farklı düşünme biçiminiz karşısında esnemiyorsa yine sıkıntı vardır. Tabi burada esnemeyen sizseniz yine aynı durum söz konusudur. Bir şey sizin için önemliyse karşınızdaki için de derecesi farklı bile olsa önemli olmalıdır.

Bir ilişkide anları paylaşmak da önemlidir. Birlikte olabilmek için fırsat yaratmak, değerlilik duygusunu çok geliştirir. İstediğimiz kadar yoğun olalım karşı taraf birlikte olmak için fırsat yaratmayıp sizi de sıraya sokuyorsa düşünülmesi gereken bir durum içindesiniz.

Şimdiye kadar ilişkinizde, değerlilikle ilgili sıkıntı yaşamış olabilirsiniz. İlk yapmamız gereken bir değerler listesi çıkarmaktır. Alın alinize kalemi çıkarın değerler listenizi. Sonra da karşılıklı olarak listelerinizi paylaşın ve ortak noktalar saptayın. Bu farkındalık, ilişkimize yeni bir bakış açısı getirmeye yardımcı olacaktır.

Günümüzün karmaşası içinde huzur bulduğumuz bir ilişki, değerli hissetmemize katkı sağlayacaktır. Unutmayın ki herkes, iyi ve doyumlu bir ilişkiyi hak eder.