Ali EYCE
DEPREM ÇADIRLARI SERGİ ALANI DEĞİL!
Bakın hayırsever, insan sever, çocuk sever, yardım severler haklısınız, birliktelik önemli, haklısınız yardımlaşma önemli, haklısınız destek olmak önemli ama şu deprem mağdurları için kurulan çadırların arasında dolaşmayın.
Ortalık da maske, mesafe ve temizlik konusunda dikkat edilmesi gereken korona virüsü salgını varken, iyilik yapalım derken, kötülük yapmayın.
Onlar zaten korona salgını nedeniyle yeterince mağdur iken, bir de deprem felaketinin mağduru oldular.
Çoluk, çocuk evlerine giremiyor, bir çadır bulmuşlar bu soğuk havada hayatta kalmaya, geleceklerini bir şeklide kurmaya çalışıyorlar.
Psikolojileri zaten kötü.
Fiziksel olarak zaten güçsüz durumdalar.
Yetkilisinden vazgeçtim, hiçbir yetkisi olmayan, hiçbir etkisi olamayan insanların çadırların arasında, sanki sergi fuar alanını dolaşıyor gibi dolaşmasına sinir oluyorum.
Hele bir de bu yetkisizce gezenlerin ‘Geçmiş olsun’ sözlerine daha da çok sinir oluyorum.
Geçmiyor kardeşim.
Deprem bu geçti gitti ama mağduriyetler geçmiyor.
Sen geçmiş olsun deyince o da geçmiş olmuş gibi bir psikoloji içinde olmuyor.
Bırak yerel, genel bütün kurumlar yetkilileriyle onların yardımına koşuyor.
Senin ne işin var çadırların arasında, geçmiş olsun laflarıyla dolaşmanın kime faydası var.
Korona virüsü taşıp, taşımadığını dahi bilmiyorsun, kadınların, çocukların yanına yaklaşıyorsun.
Sözüm ona insan sevgini, çocuk sevgini, hayır sevgini gösteriyorsun.
Ya virüsü alıyor veya veriyorsan.
Deprem mağduruna ikinci bir mağduriyeti istemeden, bilmeden bulaştırıyorsan.
Kendini vicdanını ‘Geçmiş olsun İzmir’ diyerek rahatlatabilirsin.
Çadırları, kadınları, çocukları resmi bir görevin yoksa rahat bırak.
Onların hayata tutunmalarına böyle daha çok yardımcı olursun.
Gölge etme başka ihsanın istemezler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.