Yeliz Pesenkurdu
DEVLER ÇİRKİNDİR
Beni soracak olursan, sorma!
Sanki bir masalın içine terk edilmiş dev gibiyim. Berbat hissediyorum! Yorgun, aç, çirkin… Çirkin demişken…
Sahi sen, devlerin neden çirkin olduğunu biliyor musun?
Boş ver! Ben de bilmiyorum zaten. Yazana sorsan, o da bilmez. Kimse bilmez Dev’lerin neden çirkin olduğunu. Çünkü bazı şeylerin sebebi yoktur. Sadece bir çirkin olması gerekiyordur, o kadar! Hepsi bu yani!
Çok yorgunum. Unutmak istiyorum artık!
Sorsan herkese para-pul ister ama benim yeniden başlamak gibi bir hayalim var. Ara sıra rüyalarımdan kolumu uzattığım bile oluyor. Birileri tutup çeksin diye. Kurtarsın beni bu bok çukurundan!
Ama elimi tutan yok. Öyle işte… Kuru gürültü yapanlar dışında yalnızım. İnsanlar, yalnızlığın güç verdiğini söylüyor. Güç, her şeyi çözermiş.
Ama çözmüyor!
Ya Dev, sanıldığı kadar güçlü değil ya da Prensesin güzelliğinde hile var. Çünkü bi yumrukla önüne çıkanı parçalıyorsun da aklındakileri parçalara ayıramıyorsun. Bir Dev olunca, hikâyen er ya da geç başa dönüyor. Şimdilerde olduğu gibi…
Bak yine başa döndük gördün mü? Çünkü devlerin neden çirkin olduğunu bilmiyorsun. Yazan da bilmiyor. Zaten kimse bilmez devlerin neden çirkin olduğunu!
Ama ben biliyorum. Yalan söyledim az evvel.
Devler, unutmadığı için çirkindir. Görmediğin yarayı unutuyorsun da kaşınan yarayı unutamıyorsun. Tam iyileşecekken koparıp atıyorsun kabuğu. Tırnaklarını daha sert, daha hızlı geçiriyorsun vücuduna. Acı seyirci! Keyif alıyor olanlardan. Sineklerse sabırsız çünkü hepsi kâhin, hepsi biliyor sonunu! Hadi sineğin derdi belli de acıya ne oluyor? Bu kez acıdan değil acı verenden iğreniyorsun. Şimdi anladın mı Devlerin neden çirkin olduğunu?
Kaşınmaktan parçalanıyor. Kendini sıyıra sıyıra temizliyor. Bak bak, iyi bak... Bu eser bin yıldır var!
Dev’i çirkinleştiren masalı değil canım, bizzat kendi yarası!
Unutabilsem yeniden başlayacağım da… Olmuyor! İçten içe kaşınıyorum.
Bildiğin gibi değil...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.