Eylül Ayça Karakuş
GÖRDÜĞÜNÜN YABANCISIYIM
Kapat şimdi gözlerini ve biraz olsun bir düşün...
Beş dakika dahi bakamadığım gözlerinde hayal et bu kadını...
Sonra de ki ; bir kadın var. Bir yanı ürkek, bir yanı ürkekliği kadar cesur.
Ürkek yanını dinlerse biliyor ki, adam için hissettiği her şey kadınla birlikte mezara gidecek.
Cesur yanını dillendirirse eğer işte o zaman da günah çıkaran cinsten gönlünü bozacak.
Sen hiç gönlünü bozan kadın gördün mü? Ne yalan söyleyeyim ben hiç görmedim.
Ama gönlünü bozan bir kadın hayal et ve bana anlat kadın deseydin eğer, senin için gönlümü bozardım.
Şimdi gözlerini aç ve gönlünü bozan kadının çizdiği resme bak lütfen ...
Bir adam var. Öylece durduğu yerde duruyor. El değmemiş sesine dokunmak istiyor kadın. Bir adım kadar yakınına yaklaşmak için var gücüyle ayak parmaklarının üstüne basıyor.
Sanki bir uğursuzluk var kadın da... Adım attıkça engeller sıralanıyor birbir kadının ayağına. Kadın koymuş ama kafasına ya hani, umurumda değil bundan sonra ki bahaneleri, engelleri...
Kadın sadece gönlünü bozmakla kalmıyor doğru bildiği düşüncelerini de kafasında bozuyor ve iç sesiyle soruyor...
"Resim olsan duvarda kaç yıl kalırsın?
Yazı olsan kağıtta kaç ömür mürekkebini kurutursun? "
Aşk ise eğer senin adın, seni yaşayacak olmakta umudu zamana bandırıp yemek kadar helal değil midir bana?
Öyleyse bu gece en delikanlı kadınım ben.
Eğer gelebilseydim yanına en delisinden gönlümü bozacaktım...
Belki bu yüzdendir ki ne zaman gelmek istesem sana, dolaşıyor kalıyorum gönül dergahımda ki umudun ağına!
#EylülAyçaKARAKUŞ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.